MAHKEMESİ : Antalya 2. İş MahkemesiTARİHİ : 24/03/2015NUMARASI : 2014/442-2015/185Davacı, davalı kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin zamanaşımına uğraması nedeniyle iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava; dava dışı M.. Sis. Tem. Bak. Hiz. A. Ş.’'nin, Kurumun 6183 sayılı Kanun'a göre, 2005/12396, 2006/13223, 2005/14175, 2006/13234 ve 2005/13224 takip sayılı dosyalarında takip edilen prim borçlarının tahsili amacıyla davacı adına yönetim kurulu üyesi ve şirket müdürü sıfatıyla çıkarılan ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının borç döneminde dava dışı şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu ve Kurum alacağının zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştirDosyadaki kayıt ve belgelerden; 2005/12396 no'lu takip dosyasında takip edilen borcun 2004/8, 10, 11 ve 2005/1, 2. aylarına ait prim borcu olduğu, 2006/13233 no'lu takip dosyasında takip edilen borcun 2005/8 -12 ve 2006/1,2,4,5 ve7. aylarına ait prim borcu olduğu, 2005/14175 no'lu takip dosyasında takip edilen borcun 2005/6 ve 7. aylarına ait prim borcu oluduğu, 2006/13234 no'lu takip dosyasında takip edilen borcun 2005/6 ve 7. aylarına ait işsizlik sigortası primi borcu olduğu ve 2005/13224 no'lu takip dosyasında takip edilen borcun 2005/8 -12 ve 2006/1,2,4,5 ve7. aylarına ait işsizlik sigortası primi borcu olduğu, davalı Kurum'un öncelikle borcun tahsili ile ilgili olarak dava dışı şirkete de takip başlattığı ancak alacağın semeresiz kaldığı, 18/05/2001 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre davacının, 20/04/2001 tarihli olağan genel kurul toplantısı ile dava dışı şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, 25/07/2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla da davacının dava dışı şirketin müdürü olarak atandığı ve en geniş şekilde temsil ve ilzam yetkisinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.5510 sayılı Kanun'un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun'un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır.6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Kanun 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre daha genel bir Kanun durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Kanun hükümlerine tanınacağından, özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi karşısında; borç döneminde 506 sayılı Kanun'un yürürlükte olduğu, davacının, 20/04/2001 tarihli olağan genel kurul toplantısı ile dava dışı şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği ancak davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, 25/07/2006 tarihli yönetim kurulu kararıyla da davacının dava dışı şirketin müdürü olarak atandığı ve en geniş şekilde temsil ve ilzam yetkisinin bulunduğu, bu itibarla, davacının üst düzey yönetici olarak kabulünün gerekeceği, davacının temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı döneme ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı ancak, davaya konu 2006/13233 ve 2006/234 takip sayılı ödeme emirlerinin 2006/7. ayı prim borçlarından dava dışı şirketle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.