Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18074 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5987 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Nallıhan Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 13/11/2014NUMARASI : 2010/47-2014/118Davacılar iş kazası sonucu malüliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının tüm, davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının mirasçılarının maddi tazminat talebinden feragat etmiş olması nedeniyle maddi tazminat yönünden davanın reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulü ile 4.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12.04.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacılar murisinin 12.04.2006 tarihinde davalı yanında yer altı işçisi olarak çalışırken iş kazasına uğradığı, maluliyet oranının %0 olarak tespit edildiği, kazalının 01.04.2010 tarihinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 1.000 TL maddi tazminat istemli olarak iş bu davayı açtığı, yargılamanın devamı esnasında 28.05.2013 tarihinde vefat ettiği, mirasçısı olarak eşi ve çocuklarının davaya devam ettikleri, 11.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle davacının mirasçılarının davacı adına 30.000 TL manevi tazminat talebinde bulundukları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bedensel bütünlüğü ihlal edilen kişiye tanınan manevi tazminat istem hakkının mirasçılarına geçip geçmeyeceğine, diğer bir deyişle bedensel bütünlüğün ihlali nedeniyle uğranılan manevi zararın mirasçılar tarafından istenilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkindir. Manevi tazminat isteme hakkı, kural olarak zarar görene ait bir haktır. Ancak zarar gören ölmeden önce dava açmış veya dava açma iradesini izhar etmiş ise, manevi tazminat isteme hakkı mirasçılarına intikal eder. Mirasçılar açılmış davaya devam edebilirler veya dava henüz ikame edilmemiş ise bizzat dava açabilirler. Dairemizin ve giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. (HGK’ nun 3.4.1963 tarihli, 4-80 Esas, 42 Karar sayılı, Dairemizin 22.02.2007 gün 2006/18030E-2007/2541K, 14.06.2010 gün 2009/12032E, 2010/6776K, 30.10.2010 gün 2010/5628E-2010/11845K, 4.HD’nin 17.09.1962 gün 5218-8846, 07.11.1968 3112-8654, 12.6.1981gün 7633/8562, 02.06.1994 gün 1898-5093 sayılı kararları)Sigortalı sağlığında maddi tazminat istemli olarak dava açmış ise de; dava dilekçesinde manevi tazminat istemini saklı tutmamış, manevi tazminat istemi vefatından sonra mirasçıları tarafından ıslah talebiyle ileri sürülmüştür. Bu durumda ve ıslah dilekçesindeki açıklamaya göre zarar görenin henüz hayatta iken manevi tazminat isteminde bulunma iradesini açıkladığının kabulü mümkün değildir. Diğer bir deyişle zarar gören tereddüte mahal bırakmayacak biçimde ilerde manevi tazminat isteminde bulunacağını ifade etmemiştir. Bu nedenle de iş kazası sonucu bedensel zarar gören sigortalının ölümünden sonra mirasçılarının dava açarak zarar verenden zarar gören işçi adına manevi tazminat isteminde bulunmaları mümkün değildir. Hal böyle olunca; davanın reddi yerine, ıslah dilekçesinin hatalı değerlendirilerek, manevi tazminat isteme iradesinin açıklandığının kabulü ile manevi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden taraflardan davacılara yükletilmesine, 12.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.