Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17995 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12038 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Karaman İş MahkemesiTARİHİ : 23/10/2014NUMARASI : 2014/276-2014/478Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacılar vekili ve davalılardan S.. Ç.. tarafından temyiz edilmesi ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi 1-Davalı S.. Ç..'ın temyizi yönünden; adı geçen davalıya gerekçeli kararın 07.11.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz ise 18.11.2014 tarihinde vukubulmuştur. Hüküm, İş Mahkemesinden verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi hükmüne göre ise İş Mahkemelerinden verilmiş bulunan nihai kararların 8 gün içinde temyiz olunması gerekir. Şu duruma göre davada 8 günlük temyiz süresi geçmiştir. Adı geçen davalının katılma yoluyla da temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir. O halde katılma yoluyla temyiz isteminde bulunabilme koşullarının öncelikle incelenmesi gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 433. Maddesinde “Temyiz dilekçesinin hükmü veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunacağı, karşı tarafın, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebileceği, cevap verenin, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabileceği” düzenlenmiştir. Somut olayda yerel mahkeme kararının tebliği üzerine, temyiz süresi içerisinde, davacı tarafça temyiz edilmiş, davacı vekilince sunulan temyiz dilekçesi 15.05.2015 tarihinde davalı Selime'e tebliğ olunmuş buna karşılık katılma yoluyla temyiz 01.06.2015 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu duruma göre katılma yoluyla temyiz isteminin de süresi içiresinde yapılmadığı ortadadır. O halde, 01.06.l990 Tarih ve l989/3 E. 1990/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı da göz önünde tutularak, davalı Selim'in temyiz ve katılma yoluyla temyiz dilekçesinin, süre aşımı yönünden REDDİNE,2- Davacı vekilinin temyizi yönünden;a- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddineb- Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu vefat eden sigortalının çocuğunun manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 1-Somut olayda, dava konusu olaya ilişkin Karaman 1. Asliye Ceza Mahkemesi içerisindeki 24/09/2014 havale tarihli kusur bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya elverişli olması, vefat eden işçinin kazada kusurunun bulunmaması, sigortasız çalıştırılması ve davalı İ.. C.. ile diğer davalı arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi niteliği taşımasından dolayı davalı İ.. C..'un işveren sıfatı taşımadığı anlaşılmakla; a-Davalı İ.. C.. bakımından Mahkemenin görevsizliğine, b-Bu davalı bakımından dosyanın, görevli ve yetkili olan Karaman Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, 2-Davalı S.. Ç..'ın yüklenici ve işveren sıfatı taşıması nedeniyle bu davalı bakımından davanın kismen kabulü ile; dava konusu iş kazası neticesinde işçi Sadullah Kadıoğlu'nun vefat etmesi nedeniyle oğlu olan davacının uğradığı elem ve ıstırap sonucu doğan manevi zararları nedeniyle takdiren 40,000,00 TL. manevi tazminatın olay tarihi olan 27/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya verilmek üzere velâyeten annesi H.. Ç... verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddİne, karar verilmiştir.Dosya kapsamından sigortalının iş kazası sonucu vefat ettiği, kazanın meydana gelişinde ise kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 40.000,00 TL manevi tazminat azdır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılar ve davalılardan S.. Ç..'a iadesine, 08/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.