Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1790 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 2073 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : Ankara 4. İş MahkemesiTARİHİ : 31/12/2007NUMARASI : 2001/2190-2007/1168Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara,toplanan delillere,hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.Dava iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Olay günü davacılar murisi sevk ve idaresindeki işverene ait ..... plakalı kamyonetle Ankara istikametinden Konya istikametine doğru kendi şeridinde davalı işveren’ e ait malzemeleri götürmekte iken, üçüncü şahıs T.Ç.yönetimindeki ...... plakalı kamyonetin de Konya istikametinden Ankara istikametine doğru seyrettiği, önündeki vasıtayı sollarken kontrolü kaybederek savrulduğu, sol şeritte eksene dik vaziyet aldığı sırada karşı yönden gelen davacılar murisinin kullandığı araca çarptığı,bu çapma sonucu davacılar murisinin öldüğü,bu çarpmanın hemen sonrasında Ankara istikametinden gelen M.B.yönetimindeki .....plakalı otomobilin yakın takip ettiği ......plakalı kamyonete arakadan çarptığı, bu çarpma sonucunda otomobilde bulunan üç kişinin yaralandığı ve karara esas 01.11.2001 tarihli İstanbul Adli Tıp Kurumunca verilen kusur raporunda davacılar murisinin her iki kazada da kusurunun bulunmadığı,3. kişilerden T.Ç.’ın 1. kazada 8/8 kusurlu olduğu, M.B.’ ın kusursuz olduğu, 2. kazada T. Ç.’ın 6/8, M.B.’ın 2/8 kusurlu olduğu tesbit edilmiştir. Uyuşmazlık olayın 3. kişinin kusurundan kaynaklanması halinde sigortalının zararından davalı işverenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten, 27.3.1957 gün, 1/3 sayılı ve 22.06.1966 gün,7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararların da da açıklandığı üzere iş kazası sonucu meydana gelen zararı işverenin tazmin borcu kusursuz sorumluluğa dayanır. Kusursuz sorumluluk hallerinde ise kusur, sorumluluğu oluşturan bir unsur olmadığından ,tazminat borcunun doğabilmesi bakımından işverenin kusuru aranmaz. Ne var ki kusursuz sorumlulukta da işverenin tazmin yükümlülüğü için illiyet (nedensellik) bağının gerçekleşmesi zorunludur ve bu yön, “-Hakim sebebiyet (illiyet) münasebeti bulunmak kaydıyla … manevi tazminata hükmedebilir-” sözleriyle ,22.06.1966 günlü İçtihadı Birleştirme Kararında da açık bir şekilde ifade edilmiştir.O halde işverenin işletmesi ile zararlı sonuç arasında ki illiyet bağının kesilmesi veya uygun olmaması halinde işverenin zararı tazmin yükümlülüğünden söz edilemez. Başka bir anlatımla kazanın işverenin işi görülürken gerçekleşmiş olması sorumluluk için yeterli olmayıp, eylemle zarar arasındaki uygun neden-sonuç bağının işçinin ya da üçüncü kişinin tam kusuru ile kesilmemiş olması da zorunludur.Somut olayda, üçüncü kişi durumunda olan T.Ç.’ın kusurlu olduğu açık-seçiktir. Hal böyle olunca, zararlandırıcı sigorta olayının üçüncü kişinin kusurlu davranışları sonucu oluştuğu, nedensellik bağının kesildiği, giderek yukarıda sözü geçen İçtihadı Birleştirme Kararlarına dayanılarak işveren davalı şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceği ortadadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.