MAHKEMESİ: Tavşanlı 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/04/2007NUMARASI: 2005/167-2007/133Davacı, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 65.000.00 liranın maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davcılar ile davalılardan Z.G. ve M.G. vekillerince duruşmalı olarak istenilmesi üzerine, dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.10.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar adına Avukat O.Ç. davalılardan Z.G. ve M.G. vek.Av. N.S., C. İnş.Tic.A.Ş. adına Av. B.C. geldiler. Diğer davalılar ile ihbar edilenler adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davacılar ile temyiz eden davalılar Z.G. ve M.G.’un aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine. 2-Dava nitelikçe 21.01.2002 günü trafik iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin işyerinde şoför olarak çalıştığı ve olay günü işverence kömür yüklemek için T. linyit işletmesine gönderildiği, kömür sırasına girdikten sonra yükleme sırasının bir kaç gün sonra gelmesi, bekleme şartların araç içinde geceleme, gündüzleri de kahve de oturma şeklinde olması ve işyerlerinin ve ikametlerinin Ankara’da olup gidip gelmenin Ankara’dan kömür yüklemeye gelen ve yükledikleri kömürleri götüren kamyonlarla sağlanmasının mümkün bulunması nedeniyle kendi aracını bırakıp işverenin bilgisi ve oluru ile Ankara’ya dönerken dönüş için bindiği aynı ocaktan yüklediği kömürü Ankara’ya götürmekte olan ve davalı Satılmış Narşarp idaresindeki 62 AC 400 plakalı kamyonun Tavşanlı çıkışında, kontrolsüz ve hatalı bir şekildi dönüş yapan, davalı M.G. idaresindeki 43 HC 357 plakalı kamyona çapması ile meydana gelen trafik iş kazası sonucu öldüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işverenin, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Hükme dayanak alınan 11.12.2006 günlü bilirkişi raporunda; olayda davalı Satılmış Narşarp’ın %62,50 ve davalı M.G.’un %37,50 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle, işverenin dönüş için uygun araç ve koşulları oluşturmadığı da dikkate alınarak, işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek, hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler (asgari ücretteki artışlar veya toplu iş sözleşmesinin getirdiği olanaklar) göz önünde tutularak yeniden hesap raporu almak, bu şekilde hak sahiplerinin zararı belirlendikten sonra, mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için, hüküm tarihine en yakın tarihte yürürlükte bulunan katsayı ile hak sahiplerinin gelirlerindeki artışları saptamak suretiyle tazminattan indirilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, işverenin dönüş için uygun araç ve koşulları oluşturmadığı göz ardı edilerek kusuru kazaya karışan 3.kişiler arasında bölüştüren, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.3-Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, davacı eş yararına 15.000,00YTL ve çocuklardan her biri yararına 10.000,00’ar YTL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarınında az olduğu açıkça belli olmaktadır. Mahkemenin, belirtilen maddi ve hukuksal olgular dikkate almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır.Kabul ve uygulamaya göre de; sağ kalan eşin hesap tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, içerisinde bulunduğu Sosyal durum itibariyle evlenme şansını belirlemek gerekirken olay tarihindeki yaşının dikkate alınması isabetsiz olduğu gibi, davacı çocukların maddi tazminat taleplerinin reddinin, katsayı değişiklikleri sonucu sigorta tahsisleri peşin sermaye değerindeki artışlardan kaynaklanmasına ve davacıların dava açılırken bu hususu bilebilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davacı çocukların maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle davalılar yararına avukatlık ücreti takdir edilmesi hatalı olmuştur.O halde, davacılar ile temyiz eden davalılar Z.G. ve M.G.’un bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davacı ile davalılardan Z.G. ve M.G. yararına takdir edilen 500.00 YTL duruşma avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 16.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.