MAHKEMESİ: Adana 1. İş MahkemesiTARİHİ: 04/04/2006NUMARASI: 33-390Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahipleri olan davacıların maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişindir.Mahkemece ölen sigortalının iş kazasında %100 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden sigortalının yönetimindeki davalı iş verene ait 1977 model, 21.760 kg zeytinyağlı yüklü römork bağlı çekici ile iniş eğimli virajlı yolda seyrederken virajı alamayarak yoldan çıkması sonucu çekicinin devrildiği, sigortalının öldüğü, trafik kaza tutanağında 3-4 metre fren izinin bulunduğunun tesbit edildiği murisin olaydan birgün önce Adana'da baba evine uğradığı ve işverene telefon ederek frenlerin tutmadığını bildirdiği, işverenin yükün götürülmesi talimatı üzerine yola çıktığı anlaşılmaktadır.Olay iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme(koruma) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir.Oysa hükme dayanak alınan gerek Adli TIp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince hazırlanan 13.5.2005 tarihli gerekse 13.10.2005 tarihli kusur raporunun İş Kanununun 77. maddesinin öngördüğü koşulları içermediği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre inceleme yapılarak kusurun aidiyet ve oranının belirlendiği görülmektedir. Hal böyle olunca kusur raporlarının hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Yapılacak iş; trafik işgüvenliği ve ilgili işkolunda iş güvenliği uzmanı olan bilirkişilere konuyu yeniden yapılan işin niteliğine göre İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddeleri çerçevesinde inceletmek, 1979 model çekici ile 21.760 kg yükün taşınıp taşınamayacağı, rampadan çekici ile iniş sırasında 21.l760 kg yükün çekicinin hızını artırıp artırmayacağı, hız artar ise sürücünün bu nedenle direksiyon hakimiyetini kaybedip kaybetmeyeceği, 1977 model olan çekicide yıpranma nedeniyle bilinmeyen arızaların olup olmayacağ gözetilerek düzenlenecek raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin ve özellikle inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 77. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara, 12.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.