Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17628 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21691 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fethiye 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 12/03/2014NUMARASI : 2013/547-2014/296Davacının 13/04/2012/11/07/2013 tarihleri arasındaki sigortalılığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili ve Ö..D... Sağlık Eğitim Hizmetleri Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 13/04/2012-01/07/2013 tarihleri arası davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı tarafından gösterilen tanıklar beyanlarında, davacının spor hocası olarak çalıştığını, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise, davacının çalışmadığını, ara sıra geldiğini belirttikleri, yine kolluk tarafından tespit edilen komşu işyeri tanıklardan birisi, davacının çalıştığını ve her türlü işi yaptığını, diğeri ise, taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, arkadaş olduklarını ifade ettikleri anlaşılmaktadır.Somut olayda, talep, mahkemece tanık sözlerine dayanılarak hüküm altına alınmıştır. Çünkü dönem bordrolarının getirtilmediği, dolayısıyla ifadeleri hükme dayanak alınan tanıklar davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları olup olmadıkları belli değildir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Kaldı ki tanık beyanları arasında oluşan çelişkilerde giderilmemiştir. Böylece çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde bir biçimde belirlenmediği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş, öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak biçimde dönem bordrolarını Kurumdan getirtmek, bordrolardan tanıkları resen tespit edip dinlemek, gerekirse belediye, Kurum, vergi dairesi, emniyet müdürlüğü ve muhtarlık gibi kamu kurumları aracılığıyla tespit edilecek komşu işyeri çalışanlarının veya sahiplerinin beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan Özel Doruk Sağlık Eğitim Hizmetleri Tur. İnş. San. Tic. Ltd. Şti'ne iadesine, 05/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.