Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17527 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11467 - Esas Yıl 2015
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemenin 24.06.2011 tarihli ilk kararının taraflarca temyizi üzerine, Dairemizin; 12.11.2012 gün ve 2011/15542 Esas, 2012/19756 Karar sayılı kararı ile; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddolunarak, davacının asgari ücret üzerinde ücret aldığını ispatlayamaması ve yaptığı işin vasıflı bir iş olmadığı gözetilerek hesap bilirkişisine asgari ücret üzerinden hesap yaptırılarak sonucuna göre karar vermek gerektiğinden bahisle davalı yararına bozulmasına karar verilmiş ve Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 48.990,51 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, Bu kararın davalı vekilince temyizi üzerine davacıya Kurum tarafından bağlanan gelirin son peşin sermaye değerinin ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamının tenzil edilmesi olgusunun kesinleştiği gözardı edilerek davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı ihlal eder biçimde yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş ve Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda maddi tazminat talebinin reddine, 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 04.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 04.07.2013 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunun esas alınarak ve bilirkişice davacıya Kurum tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin ve ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin rücu edilebilir kısmının tenzil edilerek tespit edilen zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair hükmün Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonunda davalı yararına bozulsa da Temmuz 2011 tarihindeki ödeme dönemine kadar geçerli olan 125.129,65 TL miktarindaki peşin sermaye değerinin düşülerek sonuca gidilmesi de davacı yararına oluşmuş usuli kazanılmış haktır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda 04.07.2013 tarihli hesaba ilişkin bilirkişi raporunda belirlenen zarardan Kurumun 23.05.2011 tarihli yazısında belirtilen peşin sermaye değeri ile geçici iş göremezlik ödeneğinin tamamının düşülüp sonuca gidilmesi gerekirken yeniden rapor alınarak belirlenen zarardan Temmuz 2015 tarihindeki ödeme dönemine kadar geçerli olan peşin sermaye değerinin düşülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.