MAHKEMESİ: Ordu İş MahkemesiTARİHİ: 13/04/2007NUMARASI: 2007/2-2007/275Davacı, 1.6.1990 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, 1.6.1990-4.1.2007 tarihleri arasında 6701010241878 sigorta sicil no ile 1.4.1994-4.5.1994 tarihleri arasındaki Sosyal Sigortalar Kurumu'na tabi çalışmaları dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiş, mahkeme istemin kabulüne karar vermiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan fındık ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği,Çay Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığının resen tescil ile 1.6.1990 tarihinden itibaren başlatıldığı, sigortalılığının devamı sırasında 14368945 sigorta no ile SSK.'na tabi 1990 yılında 101 gün, 1991 yılında 5 gün, 1995 yılında 39 gün, 1996 yılında 27 gün çalışması dikkate alınarak davalı Kurumca 9.9.1990 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılığını sona erdirilip 1.9.2003 tarihinde yeniden tescil ettirilip halen devam ettiği, davacının Ziraat Odasındaki kaydının 21.1.1996, Tarım Kredi Kooperatif kaydının 23.1.1997 tarihinden itibaren başladığı, Ziraat Bankası ile ilişkisinin sorulmadığı fındık kooperatifinde kaydının bulunmadığı 1994, 1995, 1996, 1997, 1998, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003 yıllarında prim ödemelerinin ve sattığı ürün bedellerinden prim kesintilerinin bulunup bulunmadığının araştırılmadığı, tapu müdürlüğü yazısına göre tapulu zirai taşınmazı bulunmadığı halde Aybastı İlçe Tarım Müdülüğü yazısına göre 59.5 dekar arazisinin olduğu dosyada bulunan 6701010241878 SSK sicil nolu 1953 doğumlu işe giriş tarihi 1.6.1975 olan A.A.'ın 1994 yılında 24 günlük 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmalarının bulunduğu, mahkemece bu iki farklı sigorta nosunda kayıtlı A.A. adlı kişinin davacı olup olmadığı araştırılmaksızın dayanağı bulunmayan muhtarlık yazısı ve muhtara sorulmak suretiyle düzenlenen zabıta araştırması ziraat oda kaydı ve Tarım Kredi Kooperatif kaydı itibariyle sonuca gidildiği görülmüştür. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa'nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda gerek 6701010241878 gerekse 14368945 sigorta noda kayıtlı 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmalar kısa süreli olup davacının sigortalılık iradesi bu çalışmalar nedeniyle sona ermemiştir. Ancak bu iradenin açıkça ortaya konulması, şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanması gerekir. Bunun içinde SSK.'na tabi çalışmanın sona erdiği tarihten sonra 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde sayılan ve tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olan kayıt, bilgi ve bulgular davacı adına mevcud olmalı, bu kayıtlar uyuşmazlık süresince devam etmelidir.Yapılacak iş; öncelikle 6701010241878 ve 14368945 sigorta sicil yada kayıtlı 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmaların davacıya ait olup olmadığını açıkça belirlemek, davacının ziraat odası kaydının 1.1.1996, kooperatif kaydının 23.1.1997 tarihlerinde başladığı gözetilerek 506 sayılı Yasa'ya tabi çalışmasının ilk olarak başlayıp sona erdiği tarihten sonra 10. maddde yazılı kayıtların bulunup bulunmadığını araştırmak, davacının tapusuz zirai arazisinin bulunup bulunmadığını var ise edinme tarihini tesbit etmek, davacıya ihtilaf konusu olan dönemde ürün sattığı kişi ve kuruluşları açıklattırmak, bu kişi ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesinti yapılıp yapılmadığını sormak varsa belgelerini getirtmek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davacının 1.9.2003-4.1.2007 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı da gözetilmeksizin tesbite karar verilen diğer yıllar yönünden eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.