Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17320 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12917 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Düzce 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 10/04/2007NUMARASI: 2006/646-2007/187Davacı, 1.1.1996 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm davacının ise diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalı 1.1.1996 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.Mahkemece davacının 15.6.1992 - 1.12.2003 tarihleri arasında SSK'na tabi sigortalı olarak çalıştığı gerekçesiyle 2004 yılındaki Bağ-Kur prim kesintisini dikkate alırak 1.2.2004 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının Ziraat Odasına 8.5.1999 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, Tarım Kredi Kooperatifine kayıtlı olmadığı, sattığı ürünün bedelinden ilk prim kesintisinin 30.11.1994 tarihinde yapıldığı, 2006 yılına kadar her yıl düzenli olarak teslim ettiği ürün bedelinden prim kesintilerinin gerçekleştiği, Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilin bulunmadığı, Sosyal Sigortalar Kurumu yazısına göre 15.6.1992 - 1.12.2003 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.Karar gerekçesinde de belirtildiği üzere, ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesilmesi halinde sigortalı olma iradesi ortaya konulmakta, dolayısı ile ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılmalıdır. Buradaki ilk önemli husus tescilde kesintinin bankaya yatırılma veya Kuruma intikal tarihi değil, prim kesintisinin yapıldığı tarih esas alınmalıdır. İkincisi, prim kesintisi, kesintiyi yapan kuruluş yazısı kayıt liste ve makbuz ile açıken belgeleniyorsa kesintinin Bağ-Kur hesabına intikali sigortalılık yönünden aranmamalıdır. Primlerin intikali kesintiyi yapan kuruluş ile kurum arasındaki meseledir, prim kesintisini sağlayarak sigortalı olma yolunda iradesini ortaya koyan şahıs bundan zarar görmemelidir. Üçüncü olarak, her yıl düzenli prim kesintilerinin bulunmaması veya tek bir prim kesintisinin bulunması durumunda 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen ve tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olan kayıtlar araştırılıp tarımsal faaliyet belirlenerek kesinti olmayan işlemler yönünden sonuca gidilmelidir. Son olarak ta aynı dönem içine rastlayan başka sigorta koluna tabi çalışmaların bulunması halinde bu çalışmaların Tarım Bağ-Kur sigortalılığı yönündeki iradeyi bozmayacak ve makul nitelikte kısa süreli çalışmalar olması gereğidir.Uzun süreli olması durumunda başka sigorta koluna ait uzun ve kesintisiz çalışma sona erdikten sonra Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tekrar başlayabilmesi için prim kesintisi, prim ödemesi veya kuruma başvuru aranmalıdır.Mahkemece, yukarıda belirtildiğ şekilde davacının SSK'na tabi sigortalılık süreleri yönünden araştırma yapılmadan SSK sigorta dosyası getirtilip incelenmeden kurum yazısı itibariyle sonuca gidildiği, kabule göre de kesinti tarihi esas alınmayıp, Bağ-Kur'a ödeme tarihinin dikkate alındığı ortadadır. Öte yandan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri nazara alınarak dava sonucuna göre avukatlık ücretine hükmolunması gerekirken uygulama yeri bulunmayan " davanın mahiyeti gereği vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" şeklindeki gerekçe ile sonuca gidilmesi de doğru görülmemiştir:Bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik araştırma yetersiz inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.