Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1729 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 4603 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İzmir 5. İş MahkemesiTARİHİ: 07/12/2006NUMARASI: 2005/643-2006/991Davacı, davalılardan işveren ait işyerinde 1989 yılından 2001 Mayıs ayına kadar kesintisiz olarak geçen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalı işyerinde 1989- 2001 Mayıs tarihleri arasında SSK’na bildirilmeyen çalışmasının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının davalı işyerinde 1.7.1992-31.5.2001 tarihleri arasında Kuruma bildirilenler dışında 1142 gün çalışmasının tespitine karar verilmiştirDavanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işverence davacı adına düzenlenen 1.7.1992 tarihli işe giriş bildirgesinin süresinde kuruma verildiği, işe girişinin bildirildiği tarihte davacının 13 yaşında olduğu, hizmet cetveline göre 1.7.1992-31.5.2001 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen çalışmalardan 2068 günün Kuruma bildirildiği, işyerinin 1.1.1985 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, davalı işveren vekilinin düzenli olarak Kuruma verildiğini bildirdiği dönem bordrolarının dosyada bulunmadığı, davacı ile davalı işveren arasında imzalanan 31.5.2001 tarihli ibraname adlı belgede davacının davalı işyerinde 1.7.1992-31.5.2001 tarihleri arasında çalıştığını kabul ederek işten evlenmek amacıyla ayrıldığının yazılı olduğu görüşmüştür. Somut olayda dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olup olmadığı anlaşılmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; davacının işe girdiği tarihte 13 yaşında bulunduğu gözetilerek orta öğretim yapıp yapmadığı araştırılarak yapmış ise ilgili okuldan belgelerini getirtmek, davalı işyerinden Kuruma verilen uyuşmazlık dönemlerine ait dönem bordrolarını getirtmek, dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadıklarını ve davacıyla aynı sürelerde çalışıp çalışmadıklarını denetlemek, gerek duyulması halinde başka bordro tanıklarını dinlemek, bordro tanıklarının da beyanlarının yeterli görülmemsi halinde giderek davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek zabıtaca komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar kayıtlarıyla tesbit edilip beyanlarına başvurmak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 7.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.