MAHKEMESİ : Ankara 3. İş MahkemesiTARİHİ : 08/07/2014NUMARASI : 2012/141-2014/1113Davacı, 20/09/2006-24/03/2007 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacı murisi Taner Kızılbuğa' nın 20.09.2006- 24.03.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacı murisinin 20.06.2006- 24.03.2007 tarihleri arasında geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinde ve ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, 2006/9-12. aylara ait dönem bordrolarının gönderildiği, davalı işyerinin 01.11.1987 tarihinden itibaren yasa kapsamında olduğu, davacı murisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü' ne hitaben yazdığı 26.03.2007 tarihli dilekçesinde davalı işyerinde 08.01.2007- 24.03.2007 tarihleri arasında çalıştığından bahisle maaş alacağı ve ihbar tazminatının ödenmediğinden bahisle şikayetçi olduğu, yine 24.04.2007 tarihli dilekçesinde ise bütün alcaklarını aldığını ve işvren hakkında herhangi bir şikayeti kalmadığını belirttiği, davacı tanıklarının dinlenip davacı tanıklarının beyanlarına itibarla hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı murisinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü' ne hitaben yazdığı 26.03.2007 tarihli dilekçesindeki davalı işyerinde işe başlama ve işten ayrılma tarihlerine ilişkin beyanı dikkate alınmaksızın, bordro tanığı dinlenmeksizin sadece davacı tanıklarının beyanlarına itibarla hüküm kurulması hatalıdır. Yapılacak iş, davacı murisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Ankara Bölge Müdürlüğü' ne hitaben yazdığı 26.03.2007 tarihli dilekçesinde davalı işyerinde 08.01.2007- 24.03.2007 tarihleri arasında çalıştığını belirttiğinden 08.01.2007 tarihinden öncesine ilişkin talebin reddine karar verilmesi, 08.01.2007 tarihinden sonrası yönünden ise, bu dönemlere ait davalı işyerinin dönem bordrolarını getirtmek, tespiti istenen dönem içerisinde Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca yapılan bir denetim olup olmadığını sormak, öncelikle dava konusu dönemi kapsar biçimde bordro tanıklarını dinlemek, gerek görüldüğü takdirde Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Davacının temyizin ise bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı tarafın temyizinin incelenmesine yer olmadığına,temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.