MAHKEMESİ : Serik 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/02/2013NUMARASI : 2007/501-2013/126Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda: ilamda yazılı nedenlerle. 165.453.49-TL maddi ve manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen(davalı sigorta şirketlerinin poliçe limitleriyle sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince duruşmalı, davalılardan Turaş Turizm Ticaret A.Ş. A.. D.., B.. D.., S.. D.., D.. E.. ve R.. E.. vekillerince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 23/12/2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat Mümin özeken ile davalılardan Turaş Turizm Tic. A.Ş. Vekili Av. M.. B.. geldi. Diğer davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve eksikliğin ikmali açısından geri çevrilmesine karar verilen dava dosyası yeniden Dairemize gelmiş ve 21/04/2015 tarihinde esasa kaydedilmiş olmakla dosya üzerinde yeniden yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesbit edildi.KARARDava 15.08.1998 günü meydana gelen trafik iş kazasında yardıma muhtaç % 100 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminata ilişkin istemin kabulüne, maddi tazminata ilişkin istemin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı vekili ile davalılardan Turas Turizm Tic Aş, A.. D.., B.. D.., S.. D.., D.. E.., R.. E.. ve Ray Sigorta AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin yasal hükümlerin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesi olup mirasın reddine ilişkin hükümleri düzenlemiştir. Söz konusu maddenin 1. fıkrası "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler." hükmünü içermekte olup kayıtsız şartsız redde (hakiki redde) ilişkindir. 2. Fıkrası ise "Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmüne amirdir. Terekenin borca batık olduğunun tespiti müstakil bir davayla istenebileceği gibi açılmış bir davada da savunulabilir. Eldeki davada ise davalılar A.. D.., B.. D.., S.. D.. tarafından mirasın reddi için dava açıldığı, Düriye ve R.. E.. tarafından ise terekenin borca batık olduğunun ileri sürüldüğü görülmektedir. Mirasın kayıtsız şartsız reddi diğer bir deyişle hakiki ret için mahkeme kararı gereklidir. Davalılar A.. D.., B.. D.., S.. D.. tarafından murisleri Levent Deniz’in mirasının reddi için dava açıldığı ve bu davanın Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/462E, 2013/737K sayılı dosyasında görüldüğü dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile uyap kayıtlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Bu davanın sonucunun, görülmekte olan tazminat davasının sonucunu etkileyeceği açıktır. Hal böyle olunca; Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/462E, 2013/737K sayılı dosyası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre, Levent Deniz mirasçısı olan davalıların tazminattan sorumlu olup olmayacaklarına karar verilmesi gerekirken, bu yönün göz ardı edilerek eksik inceleme ve araştırma ile hüküm altına alınan tazminatlardan sorumlu tutulmaları isabetsiz olmuştur.Düriye ve R.. E.. vekili tarafından ileri sürülen mirasın hükmen reddedilmiş sayılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. Fıkrası “Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilirler. Somut olayda, davalı def’i yolunu tercih etmiştir. Açılan bu davada miras bırakanın ödemeden aciz olduğunu dile getirilmiştir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir.Bu nedenle de Düriye ve R.. E.. tarafından davaya karşı ileri sürülen terekenin borca batık olduğuna ilişkin bu savunmanın hadise (ön sorun) şeklinde incelenip karara bağlanması gereklidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2008 tarih, 2008/332 Esas ve 2008/336 karar sayılı kararı da bu doğrultudadır.Yapılacak iş; miras bırakan Harun Erdoğan’ın ölüm tarihi itibarıyla borç miktarını tespit etmek, aynı tarih itibarıyla taşınır ve taşınmaz malvarlığını, varsa hak ve alacaklarını, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplamak suretiyle saptamak, miras bırakanın borcundan dolayı mirasçılar aleyhinde yürütülen takiplere ilişkin varsa icra dosyalarını getirtmek, davacıların TMK'nın 610/2. maddesine göre mirası kabul anlamına gelen davranışları bulunup bulunmadığını tespit etmek, mirasın hükmen reddine engel teşkil eden Türk Medeni Kanunu'nun 610/2. maddesinde sözü edilen tereke mallarını kendisine mal edinme durumunun gerçekleşip gerçekleşmediğini incelenmek, miras bırakan adına kayıtlı taşınmazlar da dikkate alınarak terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığını araştırıp belirlemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre Harun Erdoğan mirasçıları olan davalılar Düriye ve R.. E..’a yönelik dava ile ilgili karar vermekten ibarettir. Hal böyle olunca da anılan davalıların mirasın borca batık olduğuna ilişkin savunmaları araştırılmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile tazminattan sorumlu tutulmaları usul ve yasaya aykırı olmuştur. Öte yandan mahkemece 26.10.2001 ve 09.04.2002 tarihli hesap bilirkişi raporlarının hükme esas alındığı belirtilmekte ise de anılan raporlar dosya içerisinde mevcut değildir. Hükme esas alınan tüm bilgi ve belgelerin dosya içerisinde bulunması zorunlu olduğu gibi, tarafların maddi tazminatın belirlenmesine ilişkin temyiz itirazlarının hükme esas alınan hesap raporları incelenmeden değerlendirilmesinin yapılamayacağı da ortadadır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalılar A.. D.., B.. D.., S.. D.., D.. E.., R.. E.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamına göre davacılar vekili ile davalılar A.. D.., B.. D.., S.. D.., D.. E.., R.. E.. vekillerinin sair temyiz itirazları ile davalılardan Turas Turizm Tic Aş, Ray Sigorta AŞ vekillerinin temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan A.. D.., B.. D.., S.. D.., D.. E.. ve R.. E..'a iadesine 29/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.