Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1700 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 18231 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ: Kadıköy 1. İş MahkemesiTARİHİ: 03/07/2008NUMARASI: 2005/768-2008/343Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 10.000.00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.02.2009 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat A.E. geldi. Davalılar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Hakimin son oturumda tutanağa yazdırıp tefhim ettiği karar, esas karar olup, sonradan yazılan gerekçeli kararın bu karara aykırı olmaması gerekir. Oysa 3.7.2008 günlü oturumda tefhim edilen kısa kararda “ davanın kısmen kabulüyle 10.000 YTL manevi tazminatın müteselsilen davalılardan alınıp davacıya verilmesine” karar verildiği fazla talebin reddolunduğu davacının dava dilekçesinde talep etmiş olduğu faizin kabulü ile ilgili hüküm bulunmadığı halde, gerekçeli kararda hüküm altına alınan tazminata 01.04. 1995 olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verildiği hal böyle olunca da, kısa karar ile, gerekçeli kararın aykırı olduğu tutanağın ve Kararın incelenmesinden açıkca anlaşılmaktadır. Öte yandan konuyla ilgili 10.4.1992 günü ve 991/7 Esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu aykırılığın giderilmesi suretiyle gerçeğe ve hukuka uygun bir karar verilmesi gereği açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davacı yararına takdir edilen 625.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcı ile temyiz başvuru harcının istek halinde taraflara iadesine, 10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.