Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1695 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 17529 - Esas Yıl 2008





Mahkemesi: Karabük İş MahkemesiTarih: 11.09.2008No: 222-53Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümü nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkin Karabük İş Mahkemesinin 2006/259 Esas, 2007/26 Karar sayılı dosyasındaki vekillerinin feragat beyanı nedeniyle davanın reddine dair verilen kararın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, feragattan dönüş olamayacağından davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.02.2009 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat F.G. Ile karşı taraf vekili Avukat Ö. S. B. Geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava: iş kazası sonucu ölüm nedeniyle hak sahiplerinin manevi tazminat istemlerine ilişkin Karabük İş Mahkemesinin 2006/259E, 2007/26K sayılı dosyasındaki davacılar vekilinin feragat beyanının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davacılar vekilinin Karabük İş Mahkemesinin 2006/259Esas sayılı dosyasında davadan feragat ederek bu beyanını imzası ile tasdik ettiği, anılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği, feragatten dönülemeyeceğinden bahisle davanın reddinde karar verilmiş ve bu karar süresinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden özellikle Karabük İş Mahkemesinin 2006/259E, 2007/26K sayılı manevi tazminat istemli ve yine tarafları aynı olan ve aynı gün duruşması yapılan Karabük İş Mahkemesinin 2006/256E, 2007/23K sayılı dosyalarının incelenmesinden;2006/259E sayılı dosyada kazalı M.Ç.’in iş kazası sonucu ölümü nedeniyle eş ve çocukların manevi tazminat istemli olarak dava açtıkları ve delillerin aynı mahkemenin 2003/356E sayılı dosyası içerisinde bulunduğundan bahisle birleştirilerek sonuçlandırılmasını talep ettikleri, anılan dosyanın 26.04.2007 tarihli ilk duruşmasında dava dilekçesi dahi okunmadan davacı vekilinin davadan feragat ettiğine ilişkin beyanı üzerine davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek bu kararın kesinleştiği, 2006/256E sayılı dosyada ise kazalı M.Ç.’in iş kazası sonucu ölümü nedeniyle fazla hakkını saklı tutmak suretiyle eşin yararına maddi tazminat istemli olarak dava açıldığı ve delillerin aynı mahkemenin 2003/356E sayılı dosyası içerisinde bulunduğundan bahisle birleştirilerek sonuçlandırılmasının talep edildiği 26.04.2007 tarihli ilk duruşmada 2003/356 sayılı dosya ile birleştirme kararı verilerek esasının kapatıldığı, anlaşılmaktadır. Gerçekten de, davacılar vekilinin Karabük İş Mahkemesinin 2006/259Esas sayılı dosyasında vekâletnamedeki haiz olduğu feragat yetkisine istinaden davadan feragat ederek bu beyanını imzası ile tasdik ettiği, duruşma tutanağı ile sabit olduğu gibi, aynı olay nedeniyle görülmekte olan ve duruşması aynı güne bırakılan 2003/356Esas sayılı dosya ile birleştirme istemli olarak maddi ve manevi tazminat istemli olarak iki ayrı dava açıldığı ve birleştirme talepli bu iki dosyanın ve birleştirme talep edilen 2003/356E sayılı dosyanın aynı gün duruşmalarının yapıldığı sabittir. Hemen belirtilmelidir ki, vazgeçme kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğurur. Ancak, feragatle hâsıl olan neticenin buna sebep olan feragatin rızayı ifsat eden bir sebeple malul olduğu kanıtlanırsa doğurduğu netice bakımından hileye, hataya, ikraha maruz kalan kimseye talep hakkı bahşedeceğinde kuşku bulunmamaktadır. Somut olayda Av. F.G. manevi tazminat davasındaki feragat iradesi açıklamasının hataya dayalı olduğu feragat edilmek istenen davanın gerçekte ölenin eşi tarafından açılan maddi tazminat istemli dava olduğu ileri sürülmüş ve mahkemece buna itibar edilmemişse de, davalının iş kazası sonucu ölüm nedeniyle davacılara manevi zararlarını karşılamak amacıyla bir ödemede bulunduğu ileri sürülmediği gibi buna ilişkin bir delil de sunulmamıştır. Diğer bir deyişle, haktan feragat için bir sebebin varlığı da iddia ve ispat edilmiş değildir. Kaldı ki manevi tazminat davasının duruşma tutanağında dava dilekçesinin okunduğuna ilişkin bir açıklama bulunmaması ve aynı olayla ilgili olarak açılmış üç ayrı dosyanın aynı gün yargılamasının yapıldığının dosya kapsamından anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin aynı gün duruşması bulunan maddi tazminat davasının yargılamasının yapıldığı düşüncesi ile feragat beyanında bulunduğu ortadadır. Öte yandan iş kazası sonunda ölen işçinin yakınları yararına manevi tazminat istemli dava açıldıktan sonra herhangi bir ödeme yapılmadan bu davadan feragat edilmesi hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine aykırıdır. Hayatın olağan akışına ve genel yaşam deneyimlerine uygun olan durum feragatin hataya dayalı olduğudur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle, Karabük İş Mahkemesinin 2006/259 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan manevi tazminat davasındaki feragatin hataya dayalı olduğu gözetilmek suretiyle davanın kabulüne ve feragatin feshine (iptaline) karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,davacı yararına takdir edilen 625.00 TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.