Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1688 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25604 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Gaziantep 3. İş MahkemesiTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2010/363-2014/17Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi, davacılar vekilince de duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; iş kazası sonucu sigortalının vefat ettiği, SGK Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde işveren davalı şirketin % 40, dava dışı saldırıyı gerçekleştirerek sigortalının ölümüne neden olan kişinin % 60 oranında kusurlu oldukları, sigortalının kusursuz olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır. Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 818 sayalı Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 60. maddesi(tam dayanışmalı sorumluluk) ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 60. maddeleri (eksik dayanışmalı sorumluluk) uyarınca davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir. Teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanmak için, zarara uğrayanın, daha geniş bir deyimle alacaklının talebi gereklidir. Somut olayda; dava dilekçesinin içeriğinden silahlı saldırı sonuvu vefat eden sigortalının hak sahiplerinin, seçimlik hakkını kullanarak davalı işveren aleyhine müteselsil sorumluluk esasına dayanarak maddi ve manevi tazminat isteminde bulunduğu anlaşıldığından, davacının kusursuz olduğu ve davalı işveren ile dava dışı üçüncü kişinin toplam kusurunun % 100 olduğu gözetilerek maddi tazminat hesabı yapılması gerekirken, hükmün gerekçesinde sadece iş verenin kusuru esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmamıştır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.