MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, 21/07/2008 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tespitiyle, biriken aylıkların yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava davacının yaşlılık aylığından SGDP kesilmesine ilişkin davalı Kurum işleminin iptali ile yapılan kesintilerin yasal faiziyle davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Somut olayda; mahkemece, 7/07/2010 gün ve 2009/208 Esas 2010/339 Karar sayılı ilam ile Kararın davalı vekili tarafından süresinde temyizi üzerine Dairemiz tarafından, 16/04/2012 tarih ve 2010/10944 E. 2012/6252 K. sayılı ilam ile; "Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile ATK 3. İhtisas Kurulu raporu arasındaki maluliyet oranına ilişkin çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulu'ndan sigortalının çalışma gücü kaybı oranını, işe başlama tarihinde maluliyeti bulunup bulunmadığını ve hangi tarihten itibaren maluliyetinin geçerli olduğununun tespit ettirilmesi gerektiği'' belirtilerek bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, bozma ilamı doğrultusunda aldırılan 12.09.2010 tarihli Adli Tıp Kurmu Genel Kurulu raporunda davacının'' yaşına göre %100 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, hastalığın bünyesel olduğunu, kişinin giriş tarihi olan 01.07.1999 tarihinde hastalığın mevcut olduğu, ancak kayıtlara göre beden çalışma gücünün en az 2/3'sini kaybettirecek düzeyde bulunmadığı'' belirtilmiş, ancak davacının maluliyetinin hangi tarihten itibaren geçerli olduğu belirtilmemiştir.Yapılacak iş, Adli Tıp Genel Kurulundan sigortalının hangi tarihten itibaren maluliyetinin geçerli olduğununun tespit edilmesi konusunda ek rapor aldırılması ve sonucuna göre davacı hakkında bir karar verilmesinden ibarettir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.