MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, icra tehdidi altında kuruma ödemek zorunda kaldığı 6.057,75 TL ile birlikte bu sürede ödenmeyen yetim aylıklarının yasal faiziyle birlikte geri ödenmesine ve kuruma faiz borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R 1-Vefat eden babasından dolayı almakta olduğu yetim aylıklarının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemine dair, Mahkemece verilen 29.7.2011 tarihli karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacı vekilinin vekaletnamesindeki yetkisine binaen temyiz talebinden feragat etmiş bulunduğundan davacı vekilinin vaki temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, karar verildi. 2-Davalı Kurumun temyizine gelince ; Dava, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu uyarınca davacıya vefat eden babasından dolayı almakta olduğu yetim aylığının .... Üniversitesi Kamu Yönetimi Hazırlık sınıfına başladığı halde 1.2.2003-31.7.2004 bağlanan aylıkların borç kaydedilerek 20.8.2004-27.11.2008 tarihleri arasında kendisinden taksitler halinde geri alındığını işlemin iptali ile ödediği bedelin yasal faizi ile Kurumdan tahsiline 6.10.2003-25.9.2005 tarihleri arasında ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile tahsiline ve Kuruma faiz borcunun bulunmadığını tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Uyuşmazlık, görevli yargı yolunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre "yargı yolunun caiz olması" dava şartı olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Yasa'nın 101.maddesine göre bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür. 5510 sayılı Yasa'nın "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4.maddesinin 4.fıkrasına göre "Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır." 5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiş ve kararın gerekçe bölümünde 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargının görevli olmaya devam edeceği ifade edilmiştir. Anayasa'nın 153/son maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi kararları ile doktrindeki ağırlıklı görüş; Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçesinin de bağlayıcı olduğu yönündedir. Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesinin 9.4.2012 tarihli 2012/38. ve 2012/76 K sayılı yine 4.9.2012 tarihli 2012/64-83 Esas ve Karar sayılı kararlarında 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, 5510 sayılı bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği sonucuna varılmıştır. Somut olayda uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce Emekli Sandığı iştirakçisi olan babasından dolayı oğlundan dolayı 30.12.1993 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanan davacının henüz 25 yaşını doldurmaması ve öğrenciliği nedeniyle .... üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksek Okulundan mezun olduğu 7.1.2003 tarihine kadar ölüm aylığı ödendiği davacının lisans öğrenimini tamamlayabilmek için 6.10.2003 tarihinden itibaren .... Üniversitesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümüne kayıt olarak öğrenimine devam ettiği Kurum tarafından 1.2.2003-31.7.2004 tarihleri arasında yetim aylığı kesilerek ödenen 6.057.75 TL nin 2004-2008 yılları arasında taksitler halinde tahsil edildiği davacının açmış olduğu bu dava ile geri ödediği aylıkları yasal faizi ile tahsili ile bu döneme ilişkin davalı Kuruma faiz borcunun bulunmadığının tespiti ile 2005 yılına kadar ödenmeyen aylıkların tahsiline karar verilmesini istemiş olmakla ,uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.