Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16326 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9049 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: Ordu İş MahkemesiTARİHİ: 09/03/2007NUMARASI: 2006/1139-2007/174Davacı, SSK.'lı süreleri hariç 01.05.1987 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacının 1.5.1987-30.06.2006 tarihleri arasında S.S.K.'na tabi çalışmaları dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece istem aynen kabul edilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan fındık ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, Çay Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Öte yandan Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Yapılan incelemede davacının 1.5.1987 tarihinde tarım Bağ-kur sigortalısı olarak tescil edildiği 4.12.1987 tarihinde S.S.K.na tabi çalışması nedeniyle, tarım Bağ-Kur sigortalılığının sona erdirildiği, prim ödemesinin bulunmadığı tapulu zirai arazisinin olmadığı 1987 yılında 15 gün, 1998 yılında 55 gün 1989 yılında 10 gün, 1990 yılında 35 gün 506 sayılı Yasa'ya tabi kısa süreli sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece. davacının 4.12.1987-30.6.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşıyıp taşımadığı araştırılmaksızın bu dönem istemin kabulüne karar verilmesi ayrıca 1.5.1988-4.12.1987 tarihleri arasında sigortalılık konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ve hukuki yararda olmadığı halde bu dönem için tesbit kararı verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş; davacıya varsa ihtilaf konusu dönemde ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklatrıcı bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak varsa belgelerini getirtmek elediyeden davacıya ait tarla ve bahçe olup olmadığı sorularak Ziraat Bankası, Ziraat Odası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, tarımsal faaliyetinin olup olmadığının araştırmalı ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına dayanılarak 4.12.1987-30.6.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.