MAHKEMESİ: Nevşehir 1.Asliye Hukuk (İş)MahkemesiTARİHİ: 22/02/2007NUMARASI: 2006/151-2007/47Davacı, S.S.K.'lı hizmetleri hariç tarım sigortalılığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine; 2-Dava, davacının 1.11.1985 tarihinden dava tarihi olan 8.6.2006 tarihi arasında S.S.K. tabi hizmeti dışında kalan sürede Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece istem aynen kabul edilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan fındık ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, Ç. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulününgerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.1.1985 tarihinde re'sen Bağ-Kur'a tescillinin yapıldığı, 30.09.1988 tarihinde S.S.K.na tabi çalışması nedeniyle, tarım Bağ-Kur sigortalılığının Kurumca sona erdirildiği, 1.10.1988- 20.10.1988, 1.5.1989-17.5.1989, 2.5.1996-31.8.1996 ve 19.3.2002- 5.6.2002 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa'ya tabi kısa süreli çalışmalarının bulunduğu, prim ödemesinin bulunmadığı, 30.9.1988-8.6.2006 tarihleri arasında sattığı ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapıldığına ilişkin bir belgenin bulunmadığı, 19.10.1993 tarihinden itibaren kooperatif kaydının devam ettiği ziraat odası kaydının bulunmdağı görülmektedir. Mahkemece davacının 30.09.1988-8.6.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşıyıp taşımadığı konusunda inceleme ve araştırma yapılmaksızın bu döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmesi ayrıca 1.11.1985-30.09.1988 tarihleri arasındaki dönemde taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı ve hukuki yarar bulunmadığı halde bu dönem istem hakkında tesbit kararı verilmiş olması isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; varsa davacıya bu dönemde ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden peşin kesintisi tapu dairesinden 1990 yılında edinildiği bildirilen davacıya ait tarla ve bahçelerin 1990 yılından önceden iktisap edilip edilmediği, tarla ve bahçelerin geldilerinin tarih itibariyle tapudan ve ilgili belediyeden sorularak, Ziraat Bankası, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, Tarım Kredi Kooperatifleri pancar kooperatifi gibi tarımsal faaliyetleri organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, tarımsal faaliyetinin olup olmadığını araştırmak ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına dayanılarak davacının 30.09.1988-8.6.2006 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa'ya tabi kısa süreli sigortalı olduğu süreler dışlanmak suretiyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 2.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.