Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1622 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8886 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/04/1994-17/07/2007 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının 01.04.1994-10.07.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hükümde belirtildiği gibi kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait sigortalı hizmet cetvelinde davacının davalıya ait işyerine 01.07.1997 tarihinde girişinin göründüğü, 1997 yılında 40 gün, 1998 yılında 250 gün, 1999 yılında 240 gün, 2000 yılında 360 gün, 2001 yılında 75 gün hizmetinin bildirildiği; 15.03.2001’de çıkışı, 27.03.2005’de tekrar girişi, 2007’de 195 gün, 2008 yılı başından 26.07.2008 tarihine kadar ayda 20 gün hizmetinin Kuruma bildirildiği; işyerinin 506 Sayılı Kanunu kapsamına 01.04.1990 tarihinde alındığının göründüğü; dava konusu olan dönemde tüm dönemi kapsayan bordroların tamamının mevcut olmadığı, dinlenen tanıkların yerleşik Yargıtay içtihatlarında belirtilen tanık niteliğinde olmadığı, buna göre mahkemece karar altına alınan şekilde çalışmanın varlığının ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirmek ve bu bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak; öte yandan Kurum kayıtlarında görünmeyen dönemler için davacının 2925 Sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu veya 1479 Sayılı Esnaf ve sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında çalışmasının olup olmadığı da araştırılıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya konulduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden ...'a iadesine 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.