MAHKEMESİ : Kırklareli İş MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/18-2013/259Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacıya davalı Kurum tarafından gönderilen 2013/11364 takip sayılı ödeme emirinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; borçlu şirketin 05/10/1994 tarihinde tescil edildiği, davacının 11.02.2000 tarihinde şirkette hisse devraldığı, 30/06/2013 tarihli kararla yönetim kurulu üyesi ve başkan vekili olarak seçildiği ancak temsil ve ilzama yetkili üye olup olmadığı anlaşılamamaktadır.Anonim şirketlerde; 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesi ve 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddeleri irdelenmelidir. 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesi hükmüne göre tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin - primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için, primlerin tahakkuk ve ödemesinde yetkili üst düzey yöneticisi olması zorunludur. Öte yandan, Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesi uyarınca bir anonim şirketin temsil ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak yetkili yönetim kurulunca yerine getirilmektedir. Her iki hüküm birlikte değerlendirilmesi durumunda bu anonim şirket yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi unvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin, idari ve mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.01/07/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 88/20 maddesi ise, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı hükmünü düzenlemiş olup, 506 sayılı Yasanın 80/13. maddesinde belirtilen şekilde yetkilere sahip olma şartını kaldırmıştır.Somut olayda, davacı 30/06/2003'te yönetim kurulu üyesi seçilmiştir.Davacının 01/07/2008 tarihinden önceki döneme ait borçlarda temsil ve imza yetkisine sahip üye veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan temsil ve ilzama yetkili bir kişi olup olmadığı araştırılmalıdır. 01.07.2008'den sonraki döneme ait borçlarda ise davacının Anonim Şirketin yönetim kurulu üyesi olması borçlardan sorumluluğu gerektirdiğinden üst düzey yöneticiler ancak haklı bir sebebin ispatı halinde sorumluluktan kurtulabilir.Bu konuda ise ispat yükü davacıdadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalıdır.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03/07/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.