MAHKEMESİ : Kırşehir 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2009/45-2013/573 Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle maddi tazminat talebinin reddine, 1.000.00TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/09/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı vekili Avukat Y....geldi. Karşı taraf ile ihbar olunan adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R Dava 02.07.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sunucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının sürekli iş göremezlik oranının % 0,00 olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun 24.05.2013 tarihli raporu esas alınarak davacının maluliyetinin bulunmadığı, iş kazası sonucu meydana gelen rahatsızlığın fonksiyonel araz bırakmadan iyileştiğinden bahisle maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda Sağlık Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir. Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 gün ve 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir. Somut olayda; Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet ve Sağlık Kuruları Daire Başkanlığı tarafından zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçinin maluliyetinin gerekmediğine ilişkin karara davacı tarafça yapılan itiraz sonucu Sigorta Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından 07.09.2012 günlü kararla sürekli iş göremezlik oranının düzeltme kaydıyla % 46,20 olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça Yüksek Sağlık Kurulu raporuna itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılan inceleme sonucunda 24.05.2013 tarihli raporla “davacıda iş kazası sonucu meydana geldiği bildirilen arızası fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine yer olmadığına” karar verilmiştir. Hal böyle olunca Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporu ile Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporları arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulu tarafından giderilmesi gerekirken, Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu raporundaki % 51,00 sürekli iş göremezlik oranının maddi ve manevi tazminatın belirlenmesinde esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kaldı ki Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu raporunun dayanağı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen 10.08.2012 tarihli “davacıda travma sonrası stres bozukluğunun tetiklediği depresyon bulunduğuna ilişkin” rapor olup, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporunda bunun değerlendirilmediği, Sosyal Güvenlik Kurumu Maluliyet ve Sağlık Kuruları Daire Başkanlığı kararının da dayanağını oluşturan ve dayanaklarından 23.11.2011 tarihli hastane raporunun değerlendirilmesi ile yetinilerek sonuca gidildiği bu yönüyle de eksik inceleme ve değerlendirme ürünü olduğu açıktır. Yapılacak iş; yukarıdaki açıklamalarda dikkate alınmak suretiyle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli tıp 3.ihtisas Kurulunun sürekli işgöremezlik oranının tespitine ilişkin kararları arasında ortaya çıkan çelişkiyi Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan yeniden rapor almak suretiyle gidermek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, davacının sürekli iş göremezlik oranına ilişkin raporlar arasındaki çelişki giderilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı ve davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, davacı yararına takdir edilen 1.100.00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.