Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15905 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 4260 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Eskişehir İş MahkemesiTarih: 21.12.2006No: 180-94Davacı, kurumca resen tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık, imece usulü ile yaptırıldığı ileri sürülen gazilhane ve imamevi inşaatı nedeni ile noksan işçilikten dolayı prim tahakkukuna ilişkin kurum işleminin ve işyeri tescilinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tesbitine ilişkindir.Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak istemin kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır.506 sayılı Yasa'da yeni düzenlemeler getiren 4958 sayılı Yasa'dan önce Kurumun ölçümlemeye dayanak olduğu yasal düzenlemelerin ortadan kaldırıldığı hususu doğrudur. Gerek 3917 sayılı Yasa, gerekse bu Yasayla öngörülen ölçümlemeye ilişkin esaslar yerine yeni düzenleme getiren 616 sayılı KHK.'nin hükümlerinin geçerliğini yitirmesi nedeniyle ortaya hukuksal boşluk çıktığı açıktır. Ancak bu hukuksal boşluk, Kurumun yapılan işler ile buna bağlı bildirilmesi zorunlu işçilik miktarları üzerinde denetim ve prim saptama yetkisini ortadan kaldırmamıştır. Nitekim Y.H.G.K.'nun 21.11.2001 günlü 2001/965 esas, 2001/1038 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir. 506 sayılı Yasa'nın 79.maddesi ve diğer hükümler birlikte değerlendirildiğinde Kuruma kendisine bildirilen ve bildirilmeyen işçilik yönünde inceleme yetkisi açıkça verilmektedir. 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa'dan önce durum bu merkezde olduğu gibi 506 sayılı Yasa'da değişiklik getiren 4958 sayılı Yasa'nın 37.ve 49.maddeleri gereğince de Kurumun ölçümleme hakkının bulunduğu açıktır.Konuya ilişkin yasal düzenlemelerin ışığında somut olaya gelince; Davacının başkanı olduğu Dernek tarafından Eskişehir İli Yenidoğan Mahallesi Yeşilbağlar Caddesi üzerinde yapılmış bulunan M.A. Camii'nin avlusunda, ilave imam lojmanı olarak Belediye'den 10.01.1997 tarihinde alınan ruhsata ilişkin olarak yapılan bodrum ve zemin kat 212 m2 inşaat alanında yapılan SSK müfettiş incelemesi sonunda, inşaatın ruhsat tarihi olan 10.01.1997'den itibaren SSK. kapsamına alınmasına ve 3917 sayılı Yasa gereği eksik bildirilen işçiliğin tahsiline ilişkin 09.03.1999 gün ve 16 sayılı raporun düzenlendiği açıktır.Mahkemece; bu inşaatın "imece" usulü ile yapıldığı görüş ve açıklamasına dayalı bilirkişi raporu gereğince, inşaatın bulunduğu alanın "işyeri, sayılamıyacağı ve yine imece usulü ile işçi çalıştığından eksik işçiliktende söz edilemiyeceği gerekçesi ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de bu sonuç yerinde değildir. Çünkü 506 sayılı Yasa'nın 5.maddesinde nerelerin işyeri sayıldığı belirtilmiştir. Belediye'den alınan ruhsata tabi olarak yapılan bir inşaatın, işyeri sayılmasında ki ölçüt inşaatın yapılma şekli değidir. Aksinin kabulü emredici yasa kuralına aykırılık oluşturur. Bu durumda 506 sayılı yasa kapsamında işyeri sayınan bir yerde yapılan inşaat faliyetinde ki işçiliğinde hesaplanması gerektiği açıktır. Dava sırasında itiraz edilmeyen kurum eksik işçilik hesaplamasına göre anılan inşaatta çalışması gereken en az işçi ve işçilik oranı üzerinden hesaplanan prim ve gecikme zammına ait miktarda davacının kuruma borçlu olduğu ortadadır. Dolayısıyla davanın reddi gerekirken, yasal olmayan gerekçelere dayalı eksik bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.