MAHKEMESİ : Eskişehir 1. İş MahkemesiTARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2008/274-2013/311Davacı, bağlanan yaşlılık aylığının eksik ve yanlış hesaplandığından ödenmesi gereken yaşlılık aylığı miktarının saptanarak Kuruma borcu olmadığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDavacı, 01.01.1995 tarihinde 1479 sayılı Yasa’ya tabi Bağkur emeklisi olduğunu, 21/09/2007 tarihinde ödenen en son yaşlılık aylığı miktarının 722,49.- TL olduğunu, 2000 yılından sonra emekli olanlara ödenen refah payını haketmek üzere emekli maaşını kestirip yeniden çalışmaya başladığını ve tekrar emekliliğini istediğini, bunun kurum tarafından kabul edilmediğini, bu konuda Eskişehir İş Mahkemesine dava açtığını, kurum tarafından 21/10/2007 tarihinden itibaren maaşlarının da ödenmediğini ve 01/10/1999 tarihinden itibaren %15 destek primini maaşından kesmeyi unuttuğunu beyanla, 6.758,22 TL tutarında geçmişe dönük olarak 9 senelik borç çıkardığını, davalı kurum tarafından maaşının eksik ve yanlış hesaplandığını belirtmiş, davalı kurum tarafından ödenmesi gereken yaşlılık aylığı miktarı saptanarak SGK’na borcu olmadığının tespitini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01/03/2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığının SGDP kesintisinden sonra 933,97 TL olduğunun tespiti ile bu tespit doğrultusunda davacının maaş farkı alacağı olan 14.799,62 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aksi yöndeki kurum işlemlerininin iptaline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt belgelerin incelenmesinde; davacıya 30/12/1994 tarihli tahsis talebine istinaden 01/01/1995 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa uyarınca yaşlılık aylığı bağlandığı, sigortalının avukat olduğu ve topluluk sigortası ödeyerek emekli aylığı bağlandığı, aylık bağlandıktan sonra avukatlık mesleğini sürdürdüğünün tespit edildiği, sigortalının avukatlık mesleğini sürdürmekte iken 08/10/2007 tarihinde Eskişehir Barosu’na dahil olarak çalışmaya başladığını belirterek yaşlılık aylığının durdurulmasını, 16/10/2007 tarihinde yeniden yaşlılık aylığı bağlanmasını talep ettiği, SGK’nca yapılan tahkikat sonucunda davacının ilk aylık bağlandığı tarihten itibaren avukatlık mesleğine devam ettiğinin tespit edildiği, bu nedenle 01/10/1999 tarihinden sonraki çalışmaları için %15 SGDP aylıklarından 1/4 oranında kesinti yapıldığı, dondurulmuş olan aylıklarından 21/10/2007-20/02/2008 süresi hak etmiş olduğu aylıklarının borcundan düşüldüğü, 2008 Mart ayından itibaren maaşından 1/4 oranında kesinti yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, eksik ödenen maaş farkı alacağının tahsili ile geçmişe dönük SGDP borcu çıkarılmasına ilişkin kurum işleminin iptaline ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 01/03/2008 tarihi itibariyle yaşlılık aylığının SGDP kesintisinden sonra 933,97 TL olması gerektiği, kurumca talep edilen 01/10/1999-31/12/2002 dönemine ilişkin SGDP alacağının zamanaşımına uğradığı, yapılan hesaplama sonucu belirlenen yaşlılık aylığı miktarına göre davacının maaş farkı alacağının SGDP kesilmeksizin 17990,29 TL olduğu, bu miktardan davacının maaşından kesilmesi gereken 3190,62 TL SGDP indirildikten sonra, davacının fark alacağının 14799,67 Tl olduğu tespit edilmiştir. Ancak yargılama süresince defalarca alınan bilirkişi raporları arasında çelişkiler bulunmasına rağmen, bu çelişkiler giderilmeden, çelişkilerin hukuksal nedenleri açıklanmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. Yapılacak iş, Kurum işleminin irdelenmesiyle Kurum işleminde hata bulunup bulunmadığı, var ise; hatanın neden kaynaklandığı ve yasal dayanakları açıkca izah edilecek denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle, talep ve müktesep hak kuralları gözönünde tutularak ve önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilerek, sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.