MAHKEMESİ: Küçükçekmece 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/04/2008NUMARASI: 2007/1232-2008/430Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(3 kişi) ve davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde konusu kalmayan dava hakkında karar vermeye yer olmadığına karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacı üçüncü kişinin İİK. 96. ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden takibe konu borcun dayanağı olan bonoda V.S.'inde E. Alüminyum Döküm Sanayi ve Tic. Ltd. Şirketi ile birlikte borçlu olduğu alacaklının borçlu şirket ile birlikte V.S. aleyhine de takibe geçtiği, borçlu şirketin tasfiyesine karar verilip tasfiyenin Ticaret Siciline 28.12.2005 tarihinde tescil edilip 2.1.2006 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığı anlaşılmaktadır. Borçlu şirket yönünden takip düşmüş ise de borçlu V.S. yönünden takip devam ettiğinden ortada hukuken geçerli bir haciz bulunduğu davacı 3. Kişi şirketin istihkak iddiasının bu borçlu yönünden incelenmesi gerektiği açıktır.Ne var ki mahkemece 15.6.2006 tarihli karar gerekçesinde istihkak iddiası yalnızca borçlu şirket yönünden incelenmiş borçlu şirket ile davacı 3. Kişi şirket arasında organik bağ bulunduğu gerekçesiyle istihkak iddiasının esastan reddine karar verilmiş, Dairemizce borçlu şirket yönünden takip düştüğünden borçlu V.S. yönünden istihkak iddiasının incelenmesi gerekeceğinden kararın bozulması gerekirken maddi hata sonucu 12.4.2007 tarihli karar ile mahkeme kararı onanmış, davacı 3. Kişinin karar düzeltme istemi üzerine bu istem kabul edilerek borçlu şirketin tasfiyesine karar verilip ticaret sicile kaydedildiği ve gazete de yayımlandığı, borçlu şirket hakkındaki takibin düştüğü davanın konusunun kalmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş, bozma kararında her ne kadar borçlu, şirket hakkında verilen İflas Kararının kesinleştiğinden söz edilmiş ise de bunun maddi hataya dayalı olarak yazıldığı görülmektedir. Mahkemece bozma kararına uyularak konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Öncelikle belirtilmelidir ki; 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kuralın istisnaları ise görevle ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılması veya davada uygulanması imkanı olan yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkmış olması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasıdır. Yargıtay HGK.’nun 2004-21-298 E. 2004-252 K. 2003-11-277 E. 2003-295 K. 2006-15-275 E. 2006-366 K. 2001-2-430 E. 2001-432 K. 2006-4-519 E. 2006-527 K. nolu kararları da bu yöndedir. O halde mahkemece Dairemizin maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmuş olmasının davacı yararına usulü kazanılmış hak yaratmayacağının kabulü gerekir.Yapılacak iş; davacı 3. Kişinin istihkak iddiasını borçlu V.S. yönünden incelenmek suretiyle bir karar vermektir.O halde alacaklı Ş.T.'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Dairemizin 18.10.2007 tarihli bozma kararı gerekçesi kaldırılarak karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı 3. Kişi Şirketin avukatlık ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 5.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.