MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan ... Ltd. Şti. ve .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı .... San ve Tic. Ltd. Şti vekili ile ... San ve Tic. Ltd. Şti vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece Davalı ....yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verildiği, diğer davalılar yönünden 120.642,92 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının davalı şirkette inşaat işçisi olarak çalı??ırken 21.07.2006 tarihinde üzerinden inşaat malzemesi taşıdığı sunta malzemenin kırılması sonucu yüksekten düşerek iş kazası geçirdiği, % 30,2 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde asıl işveren .... Şirketinin %20, alt işveren ..... Şirketinin %60 ve davacı sigortalının %20oranında kusurlu olduğu, Mahkemece ücret konusunda tanık beyanlarına başvurulduğu, bilirkişi hesap raporlarında tanık anlatımları dikkate alınarak asgari ücretin 1,86 katı üzerinden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Tazminatın saptanmasında ilke olarak sigortalının maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda, davacı sigortalının yaptığı iş dikkate alındığında, maddi tazminata esas hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerekirken, ücretin hatalı şekilde tespit edilerek, asgari ücretin 1,86 katı üzerinden yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.3- Manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise, Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı ger??ekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan temyize esas kararda takdir edilen 60.000 TL manevi tazminatın fazla olduğu açıkça belli olmaktadır. Bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılacak iş, davacının olay tarihinde yaptığı iş dikkate alınarak asgari ücret üzerinden yapılacak hesabı hükme esas almak, aynı zamanda davacı lehine takdir edilen 60.000 TL manevi tazminatın fazla olduğu dikkate alınarak, hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmetmekten ibarettir. O halde, davalı şirket vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONU??: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 26.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.