Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15463 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19490 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davacılar vekilinin tüm, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat taleplerinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.A- Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, vefat eden sigortalının kalıp ustası olduğu, dosyada mevcut ücret bordrolarının imza içermediği, bu bordroların asgari ücrete çok yakın bir ücret üzerinden düzenlendiği, maddi zararının hesaplanmasında Antalya Briketçiler, Nalburiyeciler, İnşaat Malzemecileri ve HafriyatçılarEsnaf Ve Sanatkarlar Odası'ndan emsal ücret araştırmasının yapıldığı, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda bu araştırma sonucu tespit edilen miktarlara itibar edildiği anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının, vefatı halinde hak sahiplerinin maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Her ne kadar meslek odasınca bildirilen emsal ücret esas alınmış ise de yukarıda belirtilen meslek odasının sigortalının işi ile ilgili meslek odası olmadığından işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin günlük net ücreti ilgili meslek odasından, TÜİK ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden de sormak, buralardan gelecek neticelere göre sigortalının durumuna en uygun ücreti belirleyerek maddi zararı yeniden hesaplatmak, usuli kazanılmış hakları da gözeterek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar vermek usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.B- Sigortalının vefat ettiği zararlandırıcı sigorta olayında, davalıların % 70, sigortalının % 30 oranında kusurlu bulundukları dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )Bu ilkeler gözetildiğinde davacı anne ve baba yararına hükmedilen 50.000,00'er TL manevi tazminat fazladır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine, 22/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.