Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15405 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14999 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin ve başlatılan takiplerin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı Kurum tarafından düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ödeme emirlerinde davacının adının el yazısıyla yazılması nedeniyle ödeme emrinin usulsüz olduğu gerekçesiyle “davanın kabulüne” karar verilmiştir. Uyuşmazlık, dava konusu ödeme emirlerinin Kanun'da aranan şekil şartlarını taşıyıp taşımadığı ve dolayısıyla Kurum tarafından usulüne uygun bir biçimde düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti noktasında toplanmaktadır. Ödeme emrinin hukuka uygun sayılabilmesi için, 6183 sayılı Kanun'un 55. maddesinde belirtilen usule göre düzenlenmiş olması gerekir. Başka bir ifade ile usulüne uygun bir ödeme emri bazı zorunlu bilgileri içermelidir. Bu bilgilerin neler olması gerektiği 55. maddede "Ödeme emrinde borcun asıl ve ferilerinin mahiyet ve miktarları, nereye ??deneceği, müddetinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağı kayıtlı bulunur. Ayrıca, borçlunun 114 üncü maddedeki vazifeleri ve bu vazifeleri yerine getirmediği takdirde hakkında tatbik edilecek olan ceza bu ödeme emrinde kendisine bildirilir. " şeklinde sayılmıştır.. Kanunda belirlenen şekline uygun olarak düzenlenmesi gereken ödeme emri ile kamu borçlularından, borçlarını yedi gün içinde ödemeleri veya aynı süre içerisinde mal bildiriminde bulunmaları istenir. Bu süre içinde borcun ödenmemesi halinde başvurulacak yaptırım. Kamu İcra Hukuku'na özgü olan; haciz, teminatın paraya çevrilmesi ya da iflas gibi cebren takip işlemleridir. Dolayısıyla, ödeme emrinin gönderilmesi, borçluya borcunu ödemesi gerektiğini hatırlatan basit bir uyarı yazısı olmaktan çok borçla ve ödemeyle ilgili bütün ayrıntıları içeren ve kamu borçlusu açısından son derece önemli hukukî sonuçlara yol açabilen bir idari işlemdir. Ödeme emri düzenlenirken borçlunun adı, adresi, sıfatı, borcun asıl ve fer'ilerinin mahiyet ve miktarı tam olarak yazılmalıdır. Ayrıca borcun asıl ve fer'ileri ile bunların nitelikleri, nereye ödeneceği, süresinde ödenmediği takdirde borcun zorla tahsil edileceği ve mal bildiriminde bulununcaya kadar hapis ile cezalandırılacağı hususlarına yer verilmelidir. Ödeme emrinde bulunması gereken zorunlu unsurlardan bir diğeri ise, borcun nereye ödeneceği, süresinde ödemediği veya mal bildiriminde bulunmadığı takdirde borcun cebren tahsil ve borçlunun mal bildiriminde bulununcaya kadar üç ayı geçmemek üzere hapis ile tazyik olunacağı, gerçeğe aykırı bildirimde bulunduğu takdirde hapis ile cezalandırılacağının yazılı olmasıdır (m.55). Borçlunun süresinde ödemede bulunmadığı takdirde kendisine yaptırım uygulanacak olması karşısında, Anayasanın "Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması" başlıklı 40. maddesine göre; Devlet, "işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek" zorundadır (m. 40/2). Belirtilen hususları içermeyen ödeme emri usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir ödeme emri niteliğini haiz olmadığından geçerli kabul edilmeyecektir. Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, 2015/11506, 2015/11507, 2015/11508 sayılı ödeme emirlerinin en eski tarihli borç döneminin 2004/12; en yeni tarihli borç döneminin 2008/11 dönemine ilişkin prim, işsizlik sigorta primi ve damga vergisi borçlarından dolayı düzenlendiği, ödeme emirleri üzerinde Kurum borçlusu olan davacının babası “....” yazısının bilgisayar dökümü olarak; davacının adının el yazısı ile sonradan yazılmak suretiyle belirtildiği, ödeme emirlerine ilişkin tebligat evrakının “.... Varisi” olarak davacı adına düzenlendiği, ödeme emirlerinin 03/11/2015 tarihinde tebliğ edilmekle davanın süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, ödeme emirlerinde Kurum borçlusu murisin yanında davacının adının el yazısıyla yazılması, ödeme emirlerini başlı başına usulsüz düzenlenmiş bir ödeme emirleri haline getirmez. Ayrıca düzenlenen ödeme emirlerinin bizzat davacı adına tebliğe çıkartıldığı da ortadadır. Yapılacak iş; ortada usulüne uygun olarak çıkartılarak tebliğ edilen ödeme emirlerinin bulunduğu anlaşılmasına göre, işin esasına girilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.