Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15405 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 3151 - Esas Yıl 2006
Mahkemesi : Çorum İş MahkemesiTarih : 6.10.2005No : 182-372Davacı 22.2.2001 tarih 11352 sayılı kararın iptali ile 2001/434 sayılı takibin durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık davacı Ö. K. Tuğla İnş. Tic. Ltd. Şti. tarafından çalıştırılan işçilerin işe giriş tarihlerinin geç bildirildiğini tesbit eden 7.9.1998 tarihli SSK müfettiş raporuna dayanılarak tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine ilişkin verilen 16.1.2003 tarihli karar Dairemizin 14.4.2003 tarihli ilamı ile araştırmaya yönelik olarak bozulmuş ve mahkemece bozma ilamına uyularak istemin kabilüne karar verilmiş ise de varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79 maddesidir. 506 sayılı Yasa'nın 79/5. ve müteakip bentlerinde; fiilen ve kayden çalıştığı tesbit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgelerin Kurumca resen düzenleneceği, muhteviyatı sigorta primlerinin kurumca tesbit edilerek işverene tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kurum ünitesine itiraz edebilceği, itirazın tahsilatı durduracağı, itirazın reddi halinde, işverence kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabileceği, yetkili mahkemeye başvurulmasının prim borcunun tahsil ve takibini durdurmayacağı öngörülmüştür. Somut olayda mahallinde Kurum müfettişi tarafından yapılan 7.9.1998 tarihli tahkikat üzerine; davacı şirkete ait işyerinde çalışan işçilerin işe giriş tarihlerinin kuruma geç bildirilmesi nedeniyle, kurumca resen prim tahakkukuna gidildiği anlaşılmaktadır. Çalışması geç bildirilen ve tanık olarak dinlenen bazı işçiler, kiremit ve tuğla fabrikasında sezonluk çalıştıklarını, her yıl işe giriş tarihlerinin farklı olması nedeniyle müfettiş tutanağında hatırlayamadıklarından işe giriş tarihlerini işverenin bildirdiğinden farklı bildirdiklerini beyan etmişler ise de, anılan müfettiş tutanağını işveren vekili de imzalamış, tutanak mümzii sigorta müfettişleri de yargılama sırasındaki beyanlarında tutanak kapsamını aynen doğrulamışlardır. Ayrıca 506 sayılı Yasanın 130. maddesinin 4. fıkrasında " sigorta müfettişlerince tutulan tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir" hükmüne yer verilmekle beraber, ayrıca 4857 sayılı Yasa'nın 92. maddesine göre de " iş hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili memurlar tarafından tutulan tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir" denilmektedir. Yukarıdaki tüm verilen müfettiş raporunun aksinin soyut ve çelişkili tanık anlatımları ile kanıtlanmadığını ortaya koymaktadır.Kurum işleminin yasaya uygun olduğu açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.