MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/05/2009-01/07/2011 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının davalı işyerinde 01.05.2009-01.07.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık nitelikçe 506 sayılı Yasanın 79. maddesinden kaynaklanan davalı işyerinde geçen ve kuruma bildirilmeyen hizmet süresinin tespitine ilişkindir. Bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, işin niteliği, sürekli veya sezonluk nitelikte olup olmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilir ise de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve uyuşmazlık konusu dönemi kapsar biçimde çalışmaları işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları ya da komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı işyerinde satış elemanı olarak çalıştığının iddia edildiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 01.07.2011-2013/5 tarihleri arasında davalı işyeri tarafından kesintisiz hizmet bildiriminde bulunulduğu, nizalı döneme ilişikin tüm bordroların dosyaya getirtildiği, davacı ve bordro tanıklarının beyanlarının alındığı, 2011/1.aya ilişkin bordroda ismi bulunan tanık ...'nun;işe başladığı tarihte davacının çalışmadığını, nizalı döneme ilişkin tüm bordrolarda ismi bulunan tanık ...'ın ise ; 28.12.2011 tarihinde işe başladığını, işe başladığında davacının davalı işyerinde çalıştığını, 2010/10.aya ilişkin bordroda ismi bulunan davacı tanığı ...'ın, kendi sigortasının 2 yıl geç yapıldığını beyan ederek davacı ile aynı dönemde çalıştığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, gerek nizalı döneme ilişkin tüm bordrolarda ismi bulunan ...'ın görünen çalışması ile beyanı arasındaki çelişki, gerek tanık beyanlarının kendi aralarındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması hatalı olmuştur.Yapılacak iş; tespiti istenen dönemde çalışması bulunan bordro tanıklarının adresini ... Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp, tespit ederek bu tanıkları dinlemek, bordrolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya bunların tanıklığıyla yetinilmediği taktirde, ... ilgili il müdürlüğünden, gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu iş yeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, bu şekilde tanık beyanları arasındaki çelişkiyi gidermek, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10 maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine 01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.