Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15228 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2259 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 55.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen inclenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15/11/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... geldi. Karşı taraf adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan gün de Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.KARARDosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 1-Dava, iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 10.000 TL maddi tazminat ile 45.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 23.07.2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı sigortalının mermer ustası olarak çalışırken iş kazası geçirerek, %46 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde % 80 oranında davalı işverenin, %20 oranında davacının kusurlu olduğu, hükme esas hesap bilirkişi raporunda davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesap yapıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.Somut olayda, davacının sigorta primine esas ücretinin asgari ücret olarak gösterildiği anlaşılmakla birlikte; davacının mermer ustası olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş hakkaniyete uygun maddi tazminatın hesabı için, TÜİK’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili Meslek Odalarından Mermer Ustası’nın alabileceği ücretin sorularak kazalı işçinin gerçek ücretinin tereddütsüz olarak belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretine göre davacının maddi zararını yeniden hesaplamak, tüm delilleri bir arada gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu açıklamalara aykırı olarak kazalının yaptığı iş dikkate alındığında ücretinin asgari ücret düzeyinde kabul edilerek alınan hesap raporun hükme esas alınması bozma sebebidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalı'ya yükletilmesine, 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.