MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,2- Dava 02.10.2012 tarihinde gerçekleşen iş kazasından vefat eden sigortalının hak sahibi eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece; davanın kabulü ile, davacı eş için 346.122,29 TL maddi, 45.000 TL manevi, çocuk ... için 41.259,18 TL maddi, 20.000 TL manevi, çocuk ... için 36.614,25 TL maddi, 20.000 TL manevi, çocuk .... için 41.340,74 TL maddi, 20.000 TL manevi, çocuk ... için 103.950,14 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Davalı .... Müdürlüğüne ait taşınmazın yap işlet devret sözleşmesi ile özel eğitim kurumu inşa edilmesi amacıyla Davalı..... A.Ş.’ne verildiği, Davalı .... şirketi tarafından bir kısım inşaat işlerinin davalı ..... Ltd. Şti’ne verildiği, davacıların desteği sigortalının bu şirkette kalıp ustası olarak çalışırken kalıbın çökmesi neticesinde, yüksekten düşerek vefat ettiği, hükme esas bilirkişi raporunda ... Bölge Müdülüğünün %25, .... Eğitim Şirketinin %25, NTN şirketinin %50 kusurlu olduğu ve kazalının kusursuz olduğu, hükme esas hesap raporunda asgari ücretin 2,8 katı üzeriden hesap yapıldığı anlaşılmıştır.İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, iş yerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur. Bunun yanında İş kazası iddiasına dayanan tazminat davalarında hüküm altına alınacak tazminat miktarlarına etkisi bakımından tarafların kusurunun aidiyeti ve oranının hiç kuşkuya yer açmayacak biçimde ortaya konulması gerekir. Oysa ki aynı zararlandırıcı olaya ilişkin sigortalının anne babası ve kardeşi tarafından açılan davada davalı .... Bölge Müdürlüğünün sorumluğuna gidilmeksizin karar verildiği, bu yönüyle aynı olaya ilişkin davalar için hükme esas alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, benzer mahiyetteki .... 8.İş Mahkemesinin 2013/363 Esas sayılı dava dosyasının dosya arasına alınarak, zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar göz önünde tutularak, dosyanın konusunda uzman 3 kişilik iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetine incelettirilerek olayın oluşuna uygun tarafların kusur ve sorumluluklarının belirlenerek sonuca gidilmesiyken; yetersiz raporu hükme esas alarak yazılı şekilde .... Bölge Müdürlüğünün sorumluluğuna gidilecek şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 3- Yine tazminatın saptanmasında ilke olarak sigortalının maddi zararı hesaplanırken öncelikle tazminat hesabını doğrudan etkileyecek olan sigortalının gerçek ücretinin açıkça saptanması gerekmektedir. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı iş yeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret göz önünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Mahkemece emsal ücret araştırmasının usulüne uygun yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmıştır. O halde mahkemece yapılacak iş hakkaniyete uygun tazminatın hesabı için TÜİK’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ve Meslek Odalarından Kalıp Ustası’nın alabileceği ücret sorularak, kazalı işçinin gerçek ücretini tereddütsüz olarak belirlemek, belirlenen bu gerçek ücretine göre davacınn maddi zararını yeniden hesaplamak, tüm delilleri bir arada gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu açıklamalara aykırı olarak kazalının ücretinin fazla hesaplandığı seçeneğin hükme esas alınması bozma sebebidir. 4- Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı 15.07.2016 tarihinde yapılan ve bastırılan darbe teşebbüsü sonrasında 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16. Maddesinde aynen; “MADDE 16-(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile ... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile .... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine ... Bakanlığı ile .... Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü getirilmiştir. Dava dosyası 675 Sayılı KHK. nin 16/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde; Davalı ....TİC.A.Ş.’nin 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurumlara ilişkin listede yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından dava hakkında 675 Sayılı KHK. nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulması gerekmiştir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.