MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, emekli maaşındaki haczin kaldırılmasına, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, Anonim Şirket yönetim Kurulu üyesi olan davacıya gönderilen ödeme emri nedeni ile yaşlılık aylığına konulan haczin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 23.01.2008 tarihinde ... AŞ 'nin ortağı olduğu ve aynı tarih itibari ile yönetim kurulu başkan yardımcılığına seçildiği, 2010/23538 takip sayılı ödeme emrine konu borcun 2008/3-6. aylar arasına ilişkin prim borcu olduğu, davacıya gönderilen ödeme emrinin 26.10.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve 23.07.2014 tarihli Kurum işlemi ile davacının yaşlılık aylığına haciz konulduğu ve davacının 09.09.2014 tarihinde hacze itiraz ettiği, Kurumun ise davacının talebini reddettiğini ve eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddesine göre, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları hususları düzenlenmiştir. 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddesinde borçtan sorumluluk için yönetim kurulu üyeliğinin yeterli olduğu düzenlenmiştir. 01/07/2008 tarihinden sonra borçtan sorumluluk için yönetim kurulu üyesinin aynı zamanda temsil ve ilzam yetkisi veya üst düzey yönetici olup olmadığı hususlarının bir önemi yoktur. Yasada açıkça borçtan sorumluluk açısından yönetim kurulu üyeliği yeterli görülmüştür. Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Kabule göre de; mahkemece davacının A.Ş. ortağı olduğu gözetilmeksizin hüküm gerekçesinin LTD ŞTİ. ortağı imiş gibi oluşturulması da hatalı olmuştur. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 15.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.