Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 15141 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 14735 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : Çorum İş MahkemesiTARİHİ : 02/06/2006NUMARASI : 694-417Davacı, ilk Bağ-kur primi kesintisi yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortasılı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı ürün bedelinden ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren varsa SSK'na tabi çalışmalarının bulunduğu yılların dışında 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.Mahkemece istemin kısmen kabulü ile davacının 1.1.1995-31.12.1998 tarihleri arasındaki 720 gün 2925 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğu süre dışında 1.5.1995 tarihinden dava tarihi olan 10.04.2006 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının Ziraat Odasına 1.1.2000 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, Tarım Kredi Kooperatifine kayıtlı olmadığı, Pancar Ekicileri Kooperatifi kaydının araştırılmadığı, zirai arazisinin bulunduğu, davacının sattığı pancar ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 14.4.1995 tarihinde bankaya yatırıldığı,başkaca prim kesintisinin bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılmadığı,1.1.1995-31.12.1998 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa'ya tabi 720 gün sigortalılığının olduğu görülmektedir.Mahkemece davacının 01.01.1995-31.12.1998 tarihleri arasındaki 720 günlük 2925 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının dışlanarak,01.05.1995 tarihinden itibaren dava tarihine kadar Tarım Bağ-kur sigortalılığının tespitine karar verilmiş olup, 2925 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılık isteğe bağlı 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık ise zorunlu sigortalılık olup,isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğundan,zorunlu sigortalılığa değer vermek gerekirse de; somut olayda davacının isteğe bağlı sigortalılık statüsü önceden oluştuğundan,sonradan davacının bu dönemde Tarım Bağ-Kur Sigortalısı olarak kabul edilip, isteğe bağlı sigortalılığın iptal edilmesi mümkün değildir.O halde mahkemece davacının isteğe bağlı sigortalılığının başladığı 01.01.1995 ile bitiş tarihi olan 31.12.1998 tarihleri arasında istemin reddine karar verilmelidir. Diğer yandan, prim kesintisinin bulunmadığı 01.01.1999 ile dava tarihi olan 10.04.2006 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin de kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olmuştur. Yapılacak iş davacıya ihtilaf konusu olan 01.01.1999-10.04.2006 tarihleri arasındaki dönemde ürün satışı yaptığı kişi,kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi,kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak,yapılmış ise belgelerini getirtmek Pancar Ekicileri Kooperatifi ile başkaca zirai amaçlı kooperatif kaydının bulunup bulunmadığının araştırılarak,bulunması halinde kayıt tarihlerini gösteren belgeleri getirtmek ve varsa zirai amaçlı banka kredisi kullanıp kullanmadığının araştırılıp ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektirMahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.