Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 15111 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 15476 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Ankara 5. İcra MahkemesiTARİHİ: 03/02/2005NUMARASI: 176-34Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava nitelikçe; alacaklının İcra İflas Kanun'un 99. maddesine dayalı olarak açtığı 3. kişinin istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir.Dava konusu taşınır mallar; 14.04.2004 tarihinde; borçlunun çek karnesi almak için İş Bankasına bildirdiği ticari adresinde; borçlu şirket adına icra kefili olmuş H.E. huzurunda haczedilmiştir. İcra İflas Kanun'un 97/a. maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davacı alacaklı yararınadır. İcra Müdürü'nun hatalı işlemi sonucu; haciz sırasında davacı alacaklıya; İcra İflas Kanun'un 99. madde uyarınca dava açma külfeti yüklenmesi; 3. kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlaması gerektiğine ilişkin ispat yükünü ortadan kaldırmaz. Davalı 3. kişi; haciz adresinin kendi şirket adresi olduğunu iddia ederek bir kısım konfeksiyon mallarına ilişkin fatura ibraz etmiştir.Davalı D.K. Paz.San.Ltd'sinin yetkilisi haciz sırasındaki; işyerini devraldıklarını ancak kimden devralındığını bilmediği yönünde beyanı ile yargılama sırasındaki borçlu şirketin önceden adresi olduğu yolundaki çelişkili açıklamaları, haciz adresinde borçluya ait bilirkişi belgelerin bulunan ve icra kefili H.E.'in haciz mahallinde bulunma nedeni konusunda bir açıklama getirmemiş olmaları karşısında; iddialar samimi bulunmamıştır. Öte yandan davacı 3.kişi tarafından sunulan faturalar ise; haczedilen demirbaş niteliğindeki mallara ait olmayıp; misli mal niteliğinde olan ve ayırtedici özelliği bulunmayan taşınır mallara ilişkin olduğundan itibar edilmemiş mülkiyet karinesinin aksinin ispat için yeterli bulunmamıştır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacı alacaklının açtığı davanın kabulü gerekirken; reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.O halde, davacı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(Alacaklı)'ya iadesine, 12.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.