MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, hükmün gerekçesinde davacı ...' in kazaya uğrayıp yakınları olan davacılar ... ve ...' un tazminat talep hakkı olmadığı belirtilerek davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 31.367,31 TL maddi ve 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25.08.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava konusu 25.08.2004 tarihli zararlandırıcı olayın ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından iş kazası olduğunun tespit edildiği, davacıların sürekli iş göremezlik oranının % 7.3 olduğu, 05.07.2011 tarihli dava dilekçesi ile davacı ... için 1.000,00 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, 16.06.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat isteminin 30.367,31 TL artırıldığı, ıslah dilekçesinin 22.06.2015 tarihinde davalı vekiline teblig edildiği, davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı 17.06.2015 tarihinde zamanaşımı def'i nde bulunduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık bu tür davalarda T.B.K' nın 146.maddesi (B.K.’nun 125.md) gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Somut olayda değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, davacı tarafça maddi tazminatın ıslahen artırılması üzerine, davalı vekilince süresi içerisinde ileri sürülen zamanaşımı def'i nin kabul edilerek ıslahen istenilen miktara ilişkin tazminat talebinin zamanaşımından reddine karar verilmesi gerekirken, ıslahen istenilen miktarı da kapsar biçimde tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 14.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.