Mahkemesi : Erzurum İş MahkemesiTarih : 23.12.2006No : 339-262Davacı, malulen emekli sayılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, malulen emekliliğe hak kazandığının tesbitini istemiş, mahkeme Adli Tıp Kurumu raporu itibariyle davacının beden çalışımı gücünden 2/3'sini kaybetmediği gerekçesiyle istemin reddine karar vermiştir.Dosyadaki mevcut Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurullunun 10.11.2004 tarih 67/3250 sayılı kararında, Erzurum Numune Hastahanesinin 18.3.1999 tarihli, 1877 sayılı raporuna istinaden sigortalı, 1479 sayılı Yasa'nın malüllük sigortasına ilişkin 28.maddesinin 1.fıkrası uyarınca malül sayılmış ise de anılan maddenin 2.fıkrası gereği Bağ-Kur'a tabi olduğu tarihte malulüyetini gerektirecek düzeyde hastalık ve arızası olduğu gerekçesiyle malüllük sigortası yardımlarından yararlanamayacağına, Bağ-Kur Genel müdürlüğünce karar verildiği belirtilerek, Yüksek Sağlık Kurulunca da sigortalının malüliyetini gerektiren hastalık ve arızası ile Bağ-Kur kapsamına girmiş olduğundan 1479 sayılı Yasa'nın 28.maddesinin 2.fıkrası gereğince maluliyet sigortası yardımlarından yararlanamayacağı görüşü bildirilmiştir.Karara göre, Bağ-Kur Genel Müdürlüğünce davacının maluliyetinin kabul edildiği, bu durumun Yüksek Sağlık Kurulunca da teyit edildiği ancak yasadaki koşullar oluşmadığından yararlanamayacağına karar verildiği, Adli Tıp Kurumunun 1.6.2005 tarih 2245 sayılı kararında ise sigortalının beden çalışma gücünün 2/3'sini kaybetmediğine karar verildiği, bu durumda Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve Yüksek Sağlık Kurulunun kararları ile Adli Tıp Kurumu kararı arasında çelişki oluştuğu, çelişkinin Adli Tıp Kurumu Genel Kuruluna gidilmek suretiyle çözülmesi gerekirken mahkemenin bu hususu nazara almaksızın sonuca gittiği ortadadır. 1479 sayılı Yasanın 28.maddesinin 1.fıkrasındaki, bu kanun uygulanmasında çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği tespit edilen sigortalının malül sayılacağıı, 2.fıkrasındaki bu kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte malül sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalının malüllük sigortası yardımlarından yararlanamayacağına ilişkin hükümleri dikkate alınarak üçte iki maluliyetin bulunup bulunmadığı ve maluliyetin mevcudiyeti halinde bunun başlangıç tarihinin Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan sorularak alınacak cevaba göre istemin reddi ya da 1479 sayılı Yasanın 28/2, 29 ve 31.maddeleri itibariyle sonuca gidilmesi gerekerken bu olgular gözardı edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,11.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.