MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan... Başkanlığı vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebepler ile temyiz nedenlerine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, 05.12.2009 tarihindeki iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, eş için 15.577,00TL, çocuklardan A.. için 5.880,00TL, M..için 5.325TL, M.. için 10.423,00TL maddi tazminat ile yine eş için 25.000,00TL çocuklar için ayrı ayrı 12.000,00'erTL, anne ve baba içinde ise ayrı ayrı 10.000.00'erTL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Dosya kapsamından; 30.12.2011 tarihli kusur raporu ile bu raporu düzenleyen heyetin 17.05.2012 tarihli ek raporunda %30 oranında davacılar yakını kazalının kusurlu olduğunun belirtildiği, bu raporda belirtilen kusur dağılımına davalılarca itiraz edilmesi üzerine bu kez 20.01.2013 ve 19.08.2013 tarihli kusur raporlarının alındığı ve bu raporlarda benzer olarak 05.12.2009 tarihindeki iş kazasında vefat eden ...in %20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, ayrıca davalılarca 03.01.2013 tarihinde 813,00 TL'lik yargılama gideri yapıldığı anlaşılmıştır.Öncelikle belirtmek gerekirse temyize konu edilen 09.06.2014 tarihli Mahkeme kararında davalı tarafın usuli kazanılmış hak durumu göz önünüde tutulmaksızın karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Şöyle ki ; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir..Kazanılmış haklar Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2.maddesinde açıklanan “Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir” hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez.Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, bir çok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.Bunun yanında davanın kısmen kabulü halinde taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davanın kabul-red oranına göre yanlar arasında paylaştırılmısı gerektiği izahtan varestedir.Tüm bu açıklamalardan sonra somut olayda; kazalı işçi ...'ya %30 oranında kusur atfeden 30.12.2011 tarihli rapora davacıların bir itirazının bulunmayıp yalnızca davalılar vekilinin itirazı ile kazalı işciye %20 oranında kusur atfeden 20.01.2013 ve 19.08.2013 tarihli kusur raporlarının alındığının anlaşılması karşısında 30.12.2011 tarihli ilk rapora tek başına itiraz eden davalı yan için artık usuli kazanılmış hak doğduğunun kabulü ve bu kabule göre de itiraz neticesinde alınan raporlarda kazalı işçi için daha az oranlarda kusur tespit olunsa bile artık önceki raporda belirtilen kusur oranlarına göre maddi tazminat davaları bakımından neticeye gidilmesi esas olmalı iken bu husus göz ardı edilerek davacılar murisi kazalının %20 oranında müterafik kusurlu olduğu kabulüne göre tazminatların hesap edilmesi doğru olmamıştır.Ayrıca davalılarca 03.01.2013 tarihihde ödendiği anlaşılan 813,00TL yargılama giderinin Mahkemece karar yarinde göz ardı edilerek kabul ve red oranında yanlar arasında pay edilmemesi de hatalı olmuştur.Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.