Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14981 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11684 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Orhangazi Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 05/04/2006NUMARASI: 25-236Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, davacı işçinin iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, işgörebilirlik çağı, işgörmezlik ve karşılık kusur oranları, destek görenlerin gelirden alacakları pay oranları, eşin evlenme olasılığı, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan tazminat miktarı; işçinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, işçinin günlük net geliri tesbit edilerek bilinen dönemdeki kazancı mevcut veriler nazara alınarak iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancının ise; yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulacağı, 60 yaşına kadar (aktif) dönemde, 60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemde elde edeceği kazançların ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.Kuşkusuz, açıklanan zarar ve tazminatın hesaplanması yönteminde, işçinin yaşlılık aylığı alması veya işçinin yaşı ve işçide oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda da zarar hesabında pasif dönemde elde edeceği kazançların dahil edileceği, kaçınılmazlık, kusursuzluk veya kusurun ağırlığı gibi nedenlerden ötürü Borçlar Kanununun 43.44.maddeleri gereğince zarardan indirim yapılacağı ve en son olarakta, aktif ve pasif dönemde, elde edilen kazançlar toplamından, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından bildirilen peşin sermaye değerinin indirileceği, böylece belirlenen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütüleceği gibi,hususların gözönünde tutulacağı hukuksal gerçeğide ortadadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesaplanmasında gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir.Somut olayda hükme dayanak alınan 06.02.2006 tarihli bilirkişi raporunda mermer kesim ustası olan davacının ücretinin asgari ücretin iki katı tutarında alabileceği varsayımı ile hesaplama yapıldığı, pasif dönemin zarar hesabına katılmadığı görülmektedir. Olayla ilgili S.S.K. müfetişi tarafından düzenlenen tahkikat raporunda işverence düzenlenen ücret ödemelerinin kaydedildiği yevmiye maddelerinde işyerinde çalışan sigortalıların ücretlerinin asgari ücretten gösterildiği ancak işverene ait başka bir işyerinden de çalışan sigortalıların ücret ödemeleri dışında ayrıca ücret tahakkukuna rastlandığının tesbit edildiği görülmektedir. Davacı dava dilekçesinde işverenle götürü usulde anlaştıklarını, yıllık 1800 m3 mermer üretimi karşılığı 4 kişilik bir ekibin yılda 36.000 YTL. ücret aldığı kişi başına yıllık net 9.000 YTL. kazandığını bildirmiş, tanık olarak dinlenen aynı ekipte çalışan kişilerin beyanlarıda davacı iddiasını doğrulamıştır. Hal böyle olunca, hükme dayanak alınan hesap raporunun yukarıda açıklanan ilkeleri içermediği görülmektedir.Yapılacak iş; müfettiş tutanağında belirlenen tüm işyeri belgelerini getirtmek, ilgili meslek odasından mermer kesim ustalarının ücretlerinin götürü usule göre belirlenip belirlenmediğini, belirleniyor ise olay tarihinden hüküm tarihine kadar emsal bir mermer kesim ustasının aylık veya yıllık net gelirini, götürü usulde belirlenmediğinin anlaşılması halinde emsal mermer kesim ustasının günlük veya aylık net ücretini sormak ve tüm deliller birarada değerlendirilerek davacının gerçek ücretini tesbit edip yukarıdaki ilkeler gözetilerek davacının maddi zararını bilirkişiye yeniden hesaplattırmaktır.Diğer yandan olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, davacının duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna 26.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda gerçekleşme biçimine ve hak ve nesafet kurallarına göre davacı yararına hükmedilen 5.000 YTL. manevi tazminat miktarı azdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 11.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.