MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, zararlandırıcı olay sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait Dubai'deki inşaat işyerinde 2006 yılının Nisan ayı başında tesisatçı olarak çalışmaya başladığı, davacının kardeşi ve aynı zamanda olayın tek görgü tanığı olan tanığın beyanına göre kazanın davacı ile diğer bir işçinin 120 kg ağırlığındaki vanayı kaldırmak isterlerken meydana geldiği, kaza tarihi olduğu iddia edilen 03/09/2006 tarihinde herhangi bir hastaneye başvurulduğuna dair bir rapor bulunmamakla birlikte, aynı tarihli işyeri hekimince düzenlenen istirahat raporuna göre bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle davacıya 3 gün istirahat verildiği, bunun dışında davacının kaza tarihinden bir süre önce de aynı işyerinde bel fıtığı nedeniyle 14/06/2006-15/06/2006 tarihlerinde istirahat kullandığı, davacının 03/09/2006 tarihinden 3 gün sonra Dubai İran Hastanesi'ne müracaat ettiği, müracaatından 1 gün sonra da sinire bası olması nedeniyle ameliyat edildiği anlaşılmaktadır.İş kazası nedeniyle ortaya çıkan zararın ödetilmesine ilişkin tazminat davalarında hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının, kaza olayı ile zarar görende oluşan meslekte güç kaybı arasında bir illiyet bağı bulunup bulunmadığın hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.Somut olayda, davacının kaza olayından önce de bel fıtığı rahatsızlığının bulunduğunun anlaşılmasına göre, kaza olayı ile davacının rahatsızlığı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda bir değerlendirme içermeyen, yalnızca davacının rapor tarihindeki sürekli iş göremezlik oranını tespit eden Adli Tıp Kurumu raporunu hükme esas alarak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davacının kaza tarihi öncesi ve sonrasına ait, yurt içi ve yurt dışındaki tüm tedavi belgelerinin temin edilip, tercümeleri yaptırıldıktan sonra, davacının Dubai'de geçirdiği ameliyatın kazadan önce davacıda mevcut olan belfıtığı rahatsızlığı ile ilgili olup olmadığı, davacının belindeki rahatsızlıkla iş kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 12/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.