Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 14740 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4858 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, Kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim borçlarından sorumlu olmadığının tespitine, taşınmazları üzerine konulan haczin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; bozmaya uyarak ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06/12/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına kimse gelmedi. Davalı Kurum vekili Avukat .... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, Kurum'un prim borçları nedeniyle başlattığı takiplerde bahsedilen borçlardan davacının borçlu olmadığının tespiti ve davacı adına kayıtlı taşınmazlar üzerine bu takip dosyaları nedeniyle konulan tüm haciz işlemlerinin kaldırılması istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamında bulunan Kurum'un 07/06/2013 tarihli cevabi yazısına göre davacıya ait 5 adet taşınmaza 2003/10422 ila 2007/11726 takip numaralı takipler arasındaki muhtelif takip dosyaları nedeniyle hacizler konulduğu, davacının 20/04/2006'da dava dışı ...Holding şirketini temsilen dava dışı ... Konfeksiyon ... AŞ'nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, davacı öncesinde de dava dışı ... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'nin yönetim kurulunda .... Holding'i temsilen üye veya üyeler bulunduğu, 2003/10422 takip numaralı dosyanın onaylı örneğinin dosya arasında olmadığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasa'nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı bir neden olmaksızın yasal süresi içinde ödemeyen özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkililerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür. Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesine göre Anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.Bunun yanında haciz işleminin yapılabilmesi için 6183 Sayılı Yasa hükümlerine uygun olarak yürütülen bir takip ve usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilmesi gerekir. Bir başka ifade ile davacı hakkında kesinleşmiş bir icra takibi bulunmalıdır.Ayrıca, davaya konu uyuşmazlık, 19/08/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmaya tabi Kurum alacağına ilişkindir. Dava konusu edilen borcun yapılandırma kapsamında olduğu ortadadır. Hal böyle olunca da davacının yapılandırmanın getirdiği olanaklardan yararlanıp yararlanmadığının belirlenmesi gerektiği açıktır.Yukarıda yapılan açıklamalardan olarak somut olayda, dava konusu edilen haciz işlemlerinin hangi takip dosyaları üzerinden yapıldığı, haciz işlemine dayanak teşkil eden takip dosyalarının davacı adına düzenlenip düzenlenmediği, davacıya ödeme emri tebliğ edilip edilmediği tam olarak tespit edilip yeterli araştırma yapılmadan yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş, dosya arasında bulunmayan 2003/10422 numaralı takip dosyası da dosyaya celp edildikten sonra, haciz işlemlerinin dayanağı olduğu anlaşılan 2003/10422 ila 2007/11726 takip numaralı dosyalar arasındaki muhtelif sayıdaki takip dosyalarının hangilerinden dolayı hangi taşınmaza haciz işlemi uygulandığı tespit edilip, öncelikle davacı adına başlatılmayan takip dosyaları ile davacı adına başlatılmış olsa bile davacıya ödeme emri tebliğ edilmeyen takip dosyalarını belirlemek, bu belirlemeden sonra davacı adına başlatılmamış takip dosyaları ile ödeme emri tebliğ edilmemiş takip dosyalarında belirtilen borçlardan dolayı haciz işlemi yapılamayacağı dikkate alınarak dava konusu taşınmazlar üzerine bu takip dosyaları nedeniyle konulan hacizlerin kaldırılmasına karar vermek, dosya kapsamına, dava dilekçesi ekindeki Ticaret Sicil Gazetesi örneğine ve davacı vekilinin beyanlarına göre, davacının dava tarihinde dava dışı .... Holding AŞ'nin yönetim kurulu üyesi olduğu, yine dava dışı .... Holding'in dava dışı .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'nin ortağı olduğu, davacının 20/04/2006'da .... Holding şirketini temsilen dava dışı .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'nin yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, buna göre davaya konu edilen borçlardan dolayı davacının şahsi sorumluluğunun bulunmadığı ancak takiplere konu borçların ilişkin olduğu dönemlerde .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ yönetim kurulunda dava dışı .... Holding şirketini temsil eden ve aynı zamanda .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'ni temsil ve ilzam yetkisi bulunan davacı veya başka yönetim kurulu üyeleri varsa .... Holding'in de sorumluluğunun doğacağı, dolayısıyla bu kez takiplere konu borçların ilişkin olduğu dönemlerde öncelikle dava dışı .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'nin yönetim kurulunda .... Holding'i temsilen bulunan yönetim kurulu üyesi bulunup bulunmadığını, var ise bu yönetim kurulu üye veya üyelerinin .... Tekstil Konfeksiyon ... AŞ'ni temsil ve ilzama yetkili olup olmadıklarını araştırmak, temsil ve ilzama yetkili olduklarının tespit edilmesi halinde .... Holding'in de anılan borçlardan sorumlu olacağı göz önüne alınarak davacının bu tespit edilen dönemlerde .... Holding'de hangi sıfatla yönetim kurulunda bulunduğu araştırılarak primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması halinde .... Holding'deki konumundan dolayı davacının şahsi sorumluluğu gündeme gelebileceğinden açıklanan husularla birlikte davacının karar tarihinden sonra 19/08/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6736 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırmanın getirdiği olanaklardan yararlanıp yararlanmadığının araştırılmasından sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.