Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14722 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19561 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi ve davalı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı temyizine gelince;Dava, sigortalının iş kazası sonucu uğradığı sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece; maddi tazminat talebi yönünden açılan davanın kabulü ile 1.000,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslah ile talep edilen 34.625,06 TL'nin olay tarihi olan 21.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 6.000,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. 3- İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir.Somut olayda; dava konusu iş kazası 21.11.2008 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı da hem dava dilekçesi ile hem de ıslah dilekçesi ile maddi ve manevi tazminat istemlerinin tamamına olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasını talep etmiştir. Bu itibarla; mahkemece, maddi ve manevi tazminat miktarlarının tamamına olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.4- Öte yandan; davacı lehine hükmolunan manevi tazminat miktarının takdirinde hata yapıldığı anlaşılmaktadır.Şöyle ki; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 47 .maddesi ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi ) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.Somut olayda ise; tarafların sosyal ekonomik halleri, iş kazasının meydana geldiği tarih, tarafların kusur durumları ile davacının maluliyet oranı gözetildiğinde hüküm altına alınan 6.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat azdır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacı'ya iadesine 05.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.