Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14567 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12755 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi: İzmir 4.İş MahkemesiTarih: 12.04.2007No: 1434-167Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 150.901,49 YTL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalılardan Ö. A.Ş. vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.09.2007 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan E. P. A.Ş. vekili Avukat M.A , E. İnş. San. Tic. A.Ş. Vekili Avukat N.T.E. ile karşı taraf vekili F.D. geldiler. Diğer davalı Ö. İnş. San. Tic. A.Ş. adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalılar Ö. İnş. San. Tic. AŞ ile E. İnş. San. Tic. AŞ’nin tüm, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre davacı ile davalı E. Plastik San. Tic. AŞ’nin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava nitelikçe 27.07.1999 tarihinde meydana gelen zararlandırıcı sigorta olayı sonucu, yardıma muhtaç % 100 oranında meslekte kazanma gücünü kaybeden sigortalının maddi tazminat istemine ilişkindir.Davalı E. Plastik San. Tic. AŞ; davacının E. Plastik San. Tic. AŞ’nin işçisi olmadığını, davacının davasını yanlış tüzel kişiliğe yönelttiğini ileri sürerek husumet itirazında bulunmak suretiyle davaya karşı koymuştur.Bir davada tarafların davacı ya da davalı sıfatına haiz olup olmadıkları, taraflarca yargılama sırasında ileri sürülebileceği gibi, dosya kapsamından anlaşılabiliyorsa mahkemece de kendiliğinden göz önüne alınması gereken hukuki bir durumdur.Somut olayda davacının zararlandırıcı sigorta olayına maruz kaldığı sırada E. Pen Plastik San. Tic. AŞ. ne tabi sigortalı olarak çalıştığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Öte yandan davacı 05.12.2001 tarihli dava dilekçesinde davalı olarak E. Plastik San. Tic. AŞ. yazıp parantez içerisinde E. Pen Plastik San. Tic. AŞ’ de davalı olarak göstermiştir. Adresleri aynı olan her iki tüzel kişiliğe de dava dilekçesi tebliğ edilmiştir. İzmir Ticaret Sicil Memurluğu 18.04.2003 tarihli cevabi yazılarıyla E. Pen Plastik San. Tic. AŞ’nin E. Profil Plastik San. Tic. AŞ ile birleştiği, birleşmenin 02.03.2001 tarihinde tamlanarak E. Pen Plastik San. Tic. AŞ’nin işletme ve unvan kaydının sicilden silindiği, şirketi E. Profil Plastik San. Tic. AŞ’nin devir aldığı bildirilmiştir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı TTK’ nun 146 vd. maddeleridir. Aynı yasanın 151. maddesinde de vurgulandığı üzere birleşen diğer bir deyişle iltihak eden şirketin bütün hak ve borçları, kalan veya yeni kurulan şirkete intikal eder. Hal böyle olunca da davacının işveren şirketinin iltihak ettiği E. Profil Plastik San. Tic. AŞ’nin birleşme olgusundan önceki iş kazasından dolayı sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Dosya içerisinde gerek E. Plastik San. Tic. AŞ ve gerekse (E. Pen Plastik San. Tic. AŞ’ni iltihak ettiği anlaşılan) E. Profil Plastik San. Tic. AŞ’nin avukatının vekâletnamesinin bulunduğu ve avukatlarının aynı kişi olduğu görülmektedir. Bu durumda karar yerinde gösterilmeyen ve olay tarihinde davacının işvereni olduğu anlaşılan E. Profil Plastik San. Tic. AŞ (E. Pen Plastik San. Tic. AŞ) asıl davalı olup sorumlu tutulması gerekirken, husumet tevcih edilemeyecek olan E. Plastik San. Tic. AŞ’nin tazminattan sorumlu tutulması hatalı olmuştur. Zira , iş kazasından kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak davacı ile davalı arasında, sözleşmeye, haksız fiile veya kanuna dayanan bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Böyle bir ilişki yoksa veya borç ilişkisi davacı ile üçüncü kişi arasında ise, böyle bir borç ilişkisinde taraf olmayan kişiye yönelik davanın sıfat( pasif husumet) yokluğu nedeniyle reddi gerekir.Kaldı ki karar esas alınan 08.11.2004 tarihli kusur bilirkişi raporunda E. Plastik San. Tic. AŞ’ne kusur verilmediği de ortadadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle davalı E. Plastik San. Tic. AŞ’nin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı ile davalı E. Plastik San. Tic. AŞ’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davalı E.Plastik San. Tic. A.Ş'nin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, davacı yararına takdir edilen 500.00 YTL. duruşma avukatlık parasının davalılardan Ö. A.Ş'ye yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacı ile davalı E. Plastik A.Ş'ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalı Ö. A.Ş ile E. A.Ş'ye yükletilmesine, 18.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.