Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14557 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 433 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, Kurum tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezası ile prim borcunun ve fer'ilerinin iptaline, ihtirazı kayıtla ödenen 21.000.00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R Dava, davacının davalı Kurumca davacı adına tanzim edilen idari para cezası ile prim borcunun ve ferilerinin davacıya ait olmadığının tespiti ve ihtirazî kayıtla ödediği 21.000 TL nin yasal faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece; Dairemizin bozma ilamına karşı “uyma” kararı verilerek yapılan yargılama neticesi davanın kısmen kabulü ile, “davacı hakkında tanzim edilen idari para cezası ile prim borcunun ve ferilerinin davacıya ait olmadığının tespiti ile ödenmiş bulunan 21,000 TL bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan; 5510 sayılı Yasanın 86. maddenin 7. fıkrasında Kurum'un denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının, fiilen yapılan denetimler sonucunda çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup bu Kanun uyarınca Kurum'a verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde bu belgelerin Kurumca resen düzenleneceği ve muhteviyatı sigorta primlerinin Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edileceği, işverenin bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebileceği, itirazın takibi durduracağı, itirazın reddi halinde işverenin kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabileceği, mahkemeye başvurmanın prim borcunun takip ve tahsilini durdurmayacağı, 11. fıkrasında ise bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde 102. maddeye göre işlem yapılacağı, 102. maddesinin 4. fıkrasında idari para cezalarının ilgiliye tebliğ ile tahakkuk edeceği, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kurumca ya da Kurum'un ilgili hesaplarına yatırılacağı veya aynı süre içinde Kurum'a itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri, bu süre içinde başvurunun yapılmaması halinde idari para cezasının kesinleşeceği bildirilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; bozma ilamı sonrası Dairemiz ilamına karşı “uyma” kararı verilmek suretiyle Mahkemece yapılan yargılamada, Kurum'un 14/04/2015 tarihli cevabî yazısıyla “09/02/2011 tarih, 2413758 sayılı borç tebligat yazısının 25/02/2011 tarihinde işyerine tebliğ edildiği, işverinin tebliğ edilen borca karşılık bir itirazı bulunmadığı, re'sen tahakkuk ettirilen borcun 12/08/2011 tarihinde ödendiği”nin Mahkeme'ye bildirildiği, davacı hakkında 5510 sayılı Yasanın 102. maddesinde öngörülen koşulların oluşması nedeniyle tahakkuk ettirilen idari para cezasına karşı anılan maddede belirtilen prosedür çerçevesinde idari yargıda dava açıldığı, dava sonucunun kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmaksızın yazılı şekilde sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda dava; davacının re'sen düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı Kurum tarafından tahakkuk ettirilen prim borcunun ve idari para cezası borcunun iptali ile davacı tarafça ihtirazî kayıtla ödenen prim ve idari para cezası borçlarının istirdadı istemine ilişkindir. Hal böyle olunca re'sen düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı Kurum tarafından 09/02/2011 tarihinde davacıya çıkartılan borç miktarına karşı davacının Kurum'a süresinde itiraz etmediği anlaşılmakla Kurum işleminin idarî aşamada kesinleşmiş olması karşısında söz konusu işlemin hukuka aykırılığının iddia ve tespitine imkan bulunmadığı göz önünde bulundurularak davacının bu istemine yönelik davanın reddine karar vermek gerekir. Öte yandan, diğer uyuşmazlık konusu olan idari para cezası borcunun iptali ve ihtirazî kayıtla ödenen idari para cezası borcunun istirdadı istemi ile ilgili olarak, davacı tarafından süresinde Komisyon'a itiraz edildiği, itirazın ... Komisyonu tarafından reddedilmesi üzerine İdare Mahkemesi'ne Komisyon kararının iptali davasının açıldığı, yargılamanın devam ettiği ve Mahkemece önceki bozma kararı gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmakla ... 4.İdare Mahkemesi'nde görülmekte olan davanın sonucunun bekletici mesele yapılarak, davanın sonucuna göre işin esasına girilerek Mahkemece bir karar vermek gerekir iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacının re'sen düzenlenen aylık prim ve hizmet belgelerinden dolayı Kurum tarafından tahakkuk ettirilen ve idarî aşamada kesinleşen prim borcunun iptali ve ihtirazî kayıtla ödenen prim borcunun istirdadı istemine ilişkin olarak davanın reddine karar vermek, idari para cezası ile ilgili Kurum tarafından 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan takibin iptali ve ihtirazî kayıtla ödenen idari para cezası borcunun istirdadı istemine ilişkin olarak da 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesi gereğince idari yargıda halen derdest durumdaki davanın bekletici mesele yapılmak suretiyle davanın kesinleşmesi beklenerek Mahkemece sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurum vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı Kurum'un sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 24.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.