MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 160.369.42.TL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve de... .. vekili tarafından duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/04/2015 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü Davalı ...Ş. vekili Avukat.. davalı ....i Vek. Av. ... ile karşı taraf vekili Avukat ... geldiler...ya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.KARAR Dava 24.01.2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece...Kurumu İhtisas Kurulu tarafından belirlenen %62 oranındaki sürekli iş göremezlik esas alınmak suretiyle maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği - bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar..Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesinde; Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce çalışma gücü kaybı, iş kazası, meslek hastalığı, vazife malullüğü, harp malullüğü sonucu meslekte kazanma gücü kaybı ile erken yaşlanma durumlarının tespiti talebinde bulunan sigortalılar ve hak sahipleri için, yürürlükten kaldırılan ilgili sosyal güvenlik mevzuatının 5510 sayılı Yasa’ya aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) Sağlık Bakanlığı eğitim ve araştırma hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c) ... Kuvvetlerine bağlı asker hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda ..Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum ..unca verilen karara karşı yapılan itirazların.. Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.Kural olarak.. Sağlık Kurulunca verilen karar .. Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından. Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme...Kurumu İhtisas Kurulu gerektiğinde...Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Somut olayda Kurum Sağlık Kurulları tarafından davacıda tespit edilen sürekli iş göremezlik oranına davalı tarafça itiraz edilerek Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna başvuruda bulunulduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, sürekli iş göremezlik oranına yapılan itirazın yukarıda açıklanan prosedüre uygun biçimde giderilerek, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması ve buna göre tazminat istemlerinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Öte yandan Kurum Sağlık Kurulları tarafından davacıda tespit edilen % 55 oranındaki sürekli iş göremezliğe davacının itirazının bulunmaması nedeniyle davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu da ortadadır. Davacının ..Kurumundan geçici iş göremezlik ödeneği aldığı ve fiili çalışması bulunmadığı halde, davalı işveren tarafından, geçici iş göremezlik dönemini de kapsar biçimde, olay tarihinden itibaren 2008 Şubat ayı dahil maaş adı altında düzenli olarak davacıya ödemelerde bulunduğu, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık yapılan bu ödemelerin ifa amaçlı olup olmadığına ilişkindir. Davacının davalı iş yerinde asgari ücretle çalıştığı taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı ve fiil çalışma bulunmamasına karşılık ücretinin iki yılı aşkın süre ödendiği göz önüne alındığında bu ödemelerin ifa amaçlı olduğu, bu kadar süre ile atıfet niteliğinde ödemede bulunulmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu açıktır. Hal böyle olunca ifa amaçlı bu ödemelerin maddi tazminattan mahsubu gerektiğinin göz ardı edilerek hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Davalı ... …. Ltd Şti vekilinin sigorta şirketi bakımından faizin temerrüt tarihi yerine dava tarihinden başlatılmasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davalı Sigorta şirketi bakımından hüküm altına alınan tazminatlara uygulanacak faizin dava tarihinden başlatılmasına karar verilmiş ise de bu sonuçta hatalı olmuştur. Her şeyden önce davacı dava dilekçesinde diğer davalılarla birlikte sigorta şirketi bakımından da hüküm altına alınacak tazminatlara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesinin talep etmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan TTK ‘nun 1299. maddesi gereğince sigorta şirketinin teminatı ödeme yükümlülüğü, aynı Yasa'nın 1292. maddesi gereğince rizikonun ihbarı ile muaccel hale gelir. Sigorta ettiren ... Şti’nin riziko gerçekleştiğinde 27.01.2006 tarihinde kazayı ve tazminat talebini sigorta şirketine bildirdiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, sigorta şirketi bakımından temerrüt tarihini ileriye çeken yerel mahkeme değerlendirmesinin temyiz edilmesinde davalı ...…..’nin hukuki yararı olduğu ortadadır. Hal böyle olunca TTK ‘nun 1299/1.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 1292/1, maddesi uyarınca rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmek gerekirken, dava tarihinden itibaren sigorta şirketinin faizden sorumlu tutulması doğru olmamıştır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre, davacının temyiz itirazları ile davalıların sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, davalılardan... .... yararına takdir edilen 1.100.00.TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 26.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.