Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14436 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3691 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 155.245,68TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22/11/2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına gelen olmadı. Karşı taraf vekili Avukat ... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemlerin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davaya konu rahatsızlığın kurumca meslek hastalığı olarak kabul edildiği, buna karşılık meslek hastalığının başlangıç tarihinin tespit edilmediği giderek bu başlangıç tarihine göre davalı işyerinde çalışılan süreye isabet eden sürekli iş göremezlik oranının araştırılmadığı, Adli Tıp Genel Kurulu tarafından davacının meslek hastalığından kaynaklanan sürekli iş göremezlik oranı %10'un üzerinde tespit edilmiş olmasına karşın davacıya kurum tarafından gelir bağlanmadığı anlaşılmaktadır.Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir.Davanın niteliği göz önünde tutularak davacıya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından meslek hastalığı nedeniyle gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise, bu gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısmının maddi tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise bu yön, davacının tazminat hakkını doğrudan etkileyeceğinden davacıya; gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk olduğu açıktır.Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği bildirilmiştir.5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı; iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de, diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Somut olayda, davacıda meydana gelen rahatsızlığın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından meslek hastalığı olarak kabul edilmesine rağmen, hastalığın başlangıç tarihinin tespit edilmediği, tespit edilen başlangıç tarihine göre davalı işyerinde çalışılan süreye isabet eden sürekli iş göremezlik oranının araştırılmadığı, davacıya gelir bağlanmadığı bu nedenle de hüküm altına alınan maddi tazminattan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısmının tenzil edilmediği anlaşılmış olup, söz konusu hüküm, bu yönleri ile usul ve yasaya aykırıdır.Yapılacak iş, davacıda meydana gelen meslek hastalığına ilişkin tüm tıbbi evraklar temin edildikten sonra, meslek hastalığının başlangıç tarihinin tepiti açısından Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor almak, tespit edilecek başlangıç tarihine göre davalı işyerinde çalışılan süreye isabet eden sürekli iş göremezlik oranını belirlemek, davacıya meslek hastalığı nedeniyle gelir bağlanması için Kurum'a başvurmak üzere süre vermek, başvurunun reddi halinde... Başkanlığı'nı hasım göstererek kendisine meslek hastalığından dolayı gelir bağlanması gerektiğinin tespiti davası açması için önel vermek, dava açılması halinde 6100 sayılı HMK'nun 165/2. maddesi gereğince bu dava için bekletici mesele yapmak, davacıya gelir bağlanması halinde hüküm tarihine en yakın tarihteki veriler gözetilerek davacının maddi zararını hesaplatırarak, Kurumca davacıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin davalı işverene rücu edilebilecek kısımını maddi tazminat miktarından tenzil ederek, davacının eldeki temyiz incelemesine konu kararı temyiz etmediği dikkate alındığında usulü kazanılmış hakları gözetip çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmektedir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.