Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14366 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13717 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, ....sigortalılığının 30.06.1999 tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 30.06.1999 tarihinden itbaren....sigortalılığının istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, ....un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. .... sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, ... ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması ya da ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir.... sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının “....oğlu 01.07.1932 ... doğumlu ... olduğu”, 30.06.1999 tarihli tevkifatın olduğu, Kurum tarafından söz konusu tevkifat listesine dair kimlik bilgilerinde 1970 olarak yazılması nedeniyle davacı adına mal edilmediği,bu nedenle davacının 23.2.2015 tarihli başvurusunun reddedildiği, davacının 17.10.1995 tarihinden itibaren... Odası kaydının devam ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; Mahkemece 30.06.1999 tarihli tevkifat yönünden, söz konusu tevkifatın aidiyeti aynı yer nüfusuna kayıtlı davacıdan başka 1970 doğumlu ... adlı kişilerin hak alanını ilgilendirdiğinden, bu kişilerin varlığı araştırılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; nüfus müdürlüğünden açık kimlik bilgileri gönderilen davacı dışındaki ... doğumlu ... adlı kişilerin kimlik bilgilerini istemek ve 1970-... doğumlu ... adlı kişilerin bulunması halinde bu kişilerin usulüne uygun olarak davaya dahil edilmeleri için davacıya süre vermek, savunmalarını almak ve delillerini ibraz etmelerini sağlamak, söz konusu müstahsil listesindeki tevkifatın davacıya ait olup olmadığı hiç bir kuşku ve duraksamaya mahal vermeyecek şekilde ortaya koyulduktan sonra yukarıda yapılan açıklamalar ışığı altında sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.