Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14282 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11368 - Esas Yıl 2006





Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:Davacı Hazine, dava konusu Balıbey Mahallesi 40 ada 7 parsel sayılı taşınmazın yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 12.588 m2 olarak Hazine adına tespit gördüğünü, taşınmazın 3302 sayılı Yasa'nın 2. maddesi uygulaması ile tahdit sınırları içine alındığını, kadastro görmüş bir yerde 2. kadastro yapılamayacağını, kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tapuya tescilini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine ve Balıbey Mahallesi 40 ada 7 nolu parselin tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 40 ada 7 parsel sayılı 12.588 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, yörede 1962 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çalılık niteliği ile Hazine adına tespit görmüş olup, halen tapuda aynı şekilde kayıtlıdır.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu ve 2/B uygulaması 1996-1997 yıllarında yapılmış ve 03.04.1997 tarihinde ilan edilmiştir.Dava, 6 aylık yasal süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir.Orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları yasa ve hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosunun 3402 sayılı Yasa'nın 22/1. maddesi anlamında 2. kadastro olarak kabul edilemeyeceği, 22. maddenin 5. fıkrasında "Tahditleri yapılarak kesinleşmiş ve tescil edilmiş ormanlara ait kayıt ve belgelerin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılır" hükmünün bulunduğu; 3402 sayılı Yasa'nın yürürlüğü tarihinden önce genel kadastrosu yapılan yerlerde, tahditleri yapılmayan ormanlarda ve yine bu yasanın yürürlüğünden sonra aynı Yasa'nın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılan çalışma sonucu tescili yapılan ormanlarda ne gibi işlem yapılacağı konusunda Kadastro Yasası'nda hüküm bulunmadığından, bu tür ormanlar hakkında özel Yasa olan 6831 sayılı Orman Yasası'nın uygulanması gerektiği, Yasa'nın 22.05.1987 tarih 3373 sayılı Yasa ile değişik 7. maddesinde "Devlet ormanlarının, hükmi şahsiyete haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti, orman kadastro komisyonları tarafından yapılır" hükmü bulunduğu ve yasa maddesinde daha önce arazi kadastrosu yapılan ve yapılmayan taşınmaz ayrımının yapılmadığı görülmektedir.6831 sayılı Yasa'nın bazı maddelerini değiştiren 3373 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden sonra bu yasa hükümlerine göre çıkarılan ve 02.09.1986 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Yasası'na göre, orman kadastrosu ve aynı Yasa'nın 2/B maddesi uygulaması hakkındaki Yönetmelikln kapsamı başlıklı 2.; Orman Kadastro Komisyonlarının Görevi başlıklı 8. maddelerinde hangi taşınmazların orman kadastrosunun yapılacağının gösterildiği, Tapu ve Kadastro Dairelerinden İstenecek Bilgi ve Belgeler başlıklı 18. maddesinde "orman kadastrosu yapılacak yerlerin daha önce tapulaması yapılmış ise kadastro pafta örnekleri ile tapu kayıt örneklerinin ilgili tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden getirileceği", Devlet Ormanları Olarak Sınırlandırılacak Yerler başlıklı 23. maddesinde tapulu-tapusuz ya da daha önce arazi kadastrosu yapılan yer ayrımı yapılmaksızın 6831 sayılı Yasa'da tanımı yapılan yerlerin ve 4785 sayılı Yasa gereğince devletleştirilmiş veya devletleştirmeye tabi ormanlar ile Devlet ormanı olduğuna dair kesinleşmiş mahkeme ilamı bulunan yerlerin orman kadastrosunun yapılacağı ve aynı yönetmeliğin Orman Olarak Sınırlandırılan Tapulu Yerlerin Orman İşletme Müdürlüğüne Bildirilmesi başlıklı 29. maddesinde "Orman Kadastro Komisyonlarının, orman olarak sınırlandırılan tapulu yerleri, harita, liste ve tutanaklarını orman işletme müdürlüklerine göndereceği ve müdürlük tarafından kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan hukuken geçersiz hale gelmiş tapuların kısmen veya tamamen iptali için gerekli işlemlerin yapılacağı" ve 2896, 3302 sayılı Yasalar ile ve yine 05.11.2003 gün 4999 sayılı Yasa ile değiştirilen 6831 sayılı Yasa'nın 7. maddesi ile daha önce orman kadastrosu yapılan ancak herhangi bir nedenle orman sınırı dışında bırakılan ormanların dahi orman kadastrosunun yapılabileceği" öngörüldüğü ve böylece daha önce orman kadastrosu yapılan yerlerde dahi orman kadastrosu yapılmasının ikinci kadastro olmayacağının yasa ile de hüküm altına alındığı 15.07.2004 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan ve 02.09.1986 tarihli Yönetmeliği Yürürlükten Kaldıran Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 2, 10, 21, 26, 27 ve 32. madde hükümleri de birlikte değerlendiğinde, daha önce genel arazi kadastrosu yapılan yerlerde, sonradan orman kadastrosunun yapılmasının yasal olduğu, dayanılan yasa kuralları ve hukuki sonuçları farklı olduğundan orman ve arazi kadastrosunun birbirine karşı ikinci kadastro olmayacağı; 3116 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 01.06.1937 ve 6831 sayılı Orman Yasası'nın yürürlüğe girdiği 08.09.1956 tarihi ki, 60 yıldan beri Orman Genel Müdürlüğü'nün uygulamalarının da bu doğrultuda olduğu, somut olayda da çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan ve 03.04.1997 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının 1962 yılında yapılan genel arazi kadastrosuna karşı ikinci kadastro sayılamayacağından, incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın 4785 sayılı Yasa'ya göre devletleştirilen ve orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava 6 aylık yasal süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası niteliğinde olup, kadastro mahkemesince "davanın reddine ve kesinleşen orman kadastrosunun 6831 sayılı Yasa'nın 11/4. maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan tapu kayıtlarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından Genel Hukuk Mahkemesinde açılacak dava ile iptal ettirilebileceğine" biçiminde hüküm kurulması gerekirken, mahkemece çekişmeli 34 ada 9 nolu parselin tespit gibi orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm 2. fıkrasının tamamen kaldırılarak bunun yerine "davanın reddine ve kesinleşen orman kadastrosunun 6831 sayılı Yasa'nın 11/4. maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan tapu kayıtlarının Orman Genel Müdürlüğü tarafından Genel Hukuk Mahkemesinde açılacak dava ile iptal ettirilebileceğine" cümlesinin yazılarak düzeltilmesine ve hükmün HYUY'nin 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle (ONANMASINA), Harçlar Yasası'nın değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 06.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.