MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, yetim aylığını kesen ve borç çıkaran Kurum işleminin iptaline, aylığın yeniden bağlanmasına, aylıkların ve kesintilerin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı eşinden ölüm aylığı alırken, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan babasından dolayı bağlanan aylığı kesen davalı Kurum işleminin iptali ile Kuruma borçlu olmadığının tespiti, durdurulan ölüm aylığının yeniden bağlanması ve maaşından kesilen borç tutarının geri ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ...T.C. Kimlik numaralı davacı ...'a, 1479 sayılı yasa kapsamındaki ... Bağ numaralı mütevefa babası üzerinden ölüm aylığı bağlanmasının mümkün olmadığının tespitine, davalı kurumun davacıya ödediği yersiz ölüm aylıklarının, 05.08.2014 tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre gidilerek, 5510 sayılı yasanın 96/b maddesi kapsamında tahsil etmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir. Dosya içindeki kayıt ve belgelerden; 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalı olan davacının babası ...'nın 18/10/1981 tarihinde vefat ettiği ve davacının talebi üzerine 01/02/2008 tarihinde davacıya babasından ölüm aylığı bağlandığı, davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olan eşi...'ın ise 04/02/2008 tarihinde vefat ettiği ve eşinden dolayı da ölüm aylığı aldığı, Kurum tarafından davacının her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin brüt tutarının üzerinde kaldığı belirtilerek babasından dolayı aldığı aylığının başlangıç tarihi itibariyle iptal edildiği ve davacıya borç çıkartıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının babasının ölüm tarihindeki mevzuata göre gelirinin bulunması nedeni ile davacıya aylık bağlanması mümkün değilse de, 1479 sayılı Yasa'nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa'nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrasında bulunan “onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'inden az aylık bağlanamaz” hükmü uyarınca kız çocuklarına aylık bağlanması mümkün hale gelmiştir. 24.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren yasa hükmü önceki yasal düzenlemeye göre lehe olup davacı hakkında uygulanmasının gerektiği ortadadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı'ya iadesine 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.